Abant İzzet Baysal Üniversitesi Öğretim Görevlisi Yrd. Doç. Dr. Seyhun Yurdugül, alıcın (Crataegus spp.), genel olarak Kuzey Yarımküre'nin ılıman ormanlık bölgelerinde yetişen doğal bir bitki türü olduğunu ifade ederek, "10 metreye kadar yükselebilen, dikenli, beyaz veya pembe çiçekli bir ağaçta yetişmekte olup, 6-10 milimetre çapında meyvelere sahip, 1-3 tohumlu, esmer-kırmızı renklidir. Hafif ekşimsi lezzetli meyveleri yenilmektedir" diye konuştu.
Yurdugül, alıcın Bolu'da sirkesinin yapıldığını kaydederek, şunları ifade etti: "Bu sirkenin henüz günümüze kadar tanımlanması yapılmamış olup, piyasalar için yeni bir gıda maddesi özelliğini taşımaktadır. Bu sirke, alıç ağacının meyvesinden yapılan ender ürünlerden birisidir. Türkiye'de üretimi yerel bazda yapıldığı için çok tanınmamış bir gıda maddesidir (üretim yeri: Bolu, Bolu dışında Cunda Adası/Ayvalık'ta da bir miktar üretim belirtilmektedir). Damar sertliğine karşı antioksidan özellik taşıması nedeniyle tansiyon ve kalp ile ilgili sorunlarında yardımcı tedavi olarak kullanılabilir. Ayrıca şeker hastalığı ve böbrek hastalıklarında da tedaviye yardımcı etkisi Bolu'da yaşayanlar arasında belirtilmektedir."
"ALICIN HASTALIK YAPICI ÖZELLİĞİ YOK"
Abant İzzet Baysal Üniversitesi Öğretim Görevlisi Yrd. Doç. Dr. Yurdugül, "Sirke içerisinde bakteriyolojik olarak yoğun miktarda Acetobacter türü bulunmakta olup, bol miktarda asetik asit (sirke) sentezlediği tarafımca saptanmıştır. Bunlar dışında sirke içerisinde asidik ortam nedeniyle patojen (hastalık yapıcı) herhangi bir mikroorganizmaya rastlanmamıştır" diye konuştu…
* * *
Alıç hakkında genel bilgiler:
Gülgiller(Roseceae) ailesinden olan bu yabanî ağacımsının 20 kadar türü, ülkemizin özellikle Batı ve Güney ağırlıklı olmak üzere, Güneydoğu dışındaki tüm bölgelerimizde yetişmektedir.
Yöresel olarak: Yemişen, Kızılcık, Kuş yemişi, Kocakarı yemişi, Akdiken, Alış, Geyikdikeni, Kızlar yemişi gibi adlarla anılmaktadır.
Çalılık, koruluk, orman ve dere kenarlarında kendiliğinden yetişmekte; bahçelerde de koruma çiti veya süs bitkisi olarak yetiştirilmektedir.
Meyveleri çocuklar tarafından sevilerek yenilen bu bitki, özellikle Ardıç kuşları ve kışın aç kalan avcılar tarafından da oldukça rağbet görmektedirJ…
Alıç sirkesini bulamayanlara Ökseotu çayını tavsiye edebilirim. Kemoterapiden sonra bozulan tansiyonumun yerine gelmesinde çok faydalı oldu.
Kalp dostu Ökseotu çayı şöyle hazırlanır:
Birçok ağaç türünün üzerinde bulunabilen bu inatçı asalak bitki her mevsim yeşil kaldığı için erişmek zor olmaz. Beyaz boncukları andıran meyveleri zehirli olduğu için kullanılmaz. O meyveler de Ardıç kuşlarının istihkaklarındandır. Ayrıca kimi küçük kuş avcıları tarafından eskidenberi yapışkan tuzak hazırlanmasında da kullanılmaktadır.
Ökse yaprakları ve dalları akşamdan doğranarak soğuk suya konulur. Sabahleyin süzülen suyu aç karna ısıtmadan bir su bardağı içilir. Ben böyle yararlandım; sizler, yarım bardak aç karna, diğer yarımını da yemek sonrası içebilirsiniz. Vücut dengesini buluncaya(altı hafta) kadar devam edilmesi tavsiye edilir. Uygulanan öğün sayısı arttıkça, tedavi süresi de azalacaktır. Zaten bu tansiyon dengeleyici bitki ilk haftasında etkisini hissettirecektir.
Bu doğal ilaçlar çevremizde sebil gibi çürüyüp giderken neden değerlendirmeyelim ki?
Mevla dermansız dert vermeye…