|
|
|
|
TÜRK DÜNYÂSININ BAŞI SAĞ OLSUN.. |
|
|
Tarih : 11.06.2011 - 20:11:41 |
|
Candaşım, Kandaşım, Çiledaşım, Umuttaşım, Kaygıdaşım...
Yiğit kardaşım Ali ÖZAYDIN, 21 nîsanda giden Özkanın ardından sen de mi gittin? Yüreğim elvermiyor rahmet dilemeye; gidişinize inanamadığım için..
Sizler ki; Türklüğün ve insanlığın çilesini |
|
|
TÜRK DÜNYÂSININ BAŞI SAĞ OLSUN…
Candaşım,
Kandaşım,
Çiledaşım,
Umuttaşım,
Kaygıdaşım...
Yiğit kardaşım Ali ÖZAYDIN,
21 nîsanda giden Özkan’ın ardından sen de mi gittin?
Yüreğim elvermiyor rahmet dilemeye; gidişinize inanamadığım için…
Sizler ki;
Türklüğün ve insanlığın çilesini kendinize çile edindiniz,
Türk’ün izinin olduğu her yeri vatan bildiniz,
“CİHAN TÜRK OLSUN” dediniz,
Dünya barışı ve insanlığın huzuru, Türk birliği ve gücüne bağlıydı çünkü,
Türk’ün boyun eğdirildiği bir dünyada, insanlık yerlerde sürünürdü çünkü,
Asil atalarınıza yaraşır bir şekilde adamca yaşantı ve duruş gösterip,
Son nefesinize kadar Türklük ve insanlık için gayret verdiniz.
Haklıların, mazlumların ve mahzunların sesi olup durdunuz.
“Hayat, ölümü hak etmektir” diye haykırıp durdu Özkan kardaşım.
Sizler, size hahşedilen kısa hayatı şerefle yaşamanın örneğini verdiniz.
“Ölüm hayvan içindir, âşıklar ölmez!” der bizim Türkmen Atası Koca Yunus.
Sizleri hiçbir zaman ölü saymayacak, nefeslerinizi annacımda hissedip duracağım…
Âşıktınız sizler vatana, millete, insanlığa, iyiliğe, dostluğa, güzelliğe ve yaradana.
Sizler ekip gittiniz bir yüce aşkın tohumlarını ülkeye ve cihâna.
Herkes ektiğini mutlak biçecektir bu fâni âlemde.
Bir milletin bahtını, adam yetiştirmeye adanmış ömürler belirler.
Seni Yetiştiren Köy Enstitüsü Mêzunu Öğretmen Baba Ne Bahtiyar Bir Kuldur;
Bir ülküye kendini adamış hayırlı ve faydalı bir evlat bu devirde zor bulunur…
Ülkünüzün nöbet sancağı şimdi bizlerde,
Ektiklerinizi yeşertme, ülkünüzü gerçekleştirme yolunda nefes tüketmek boynumuza borç…
MEVLÂ ASİL ve AZİZ MİLLETİMİZE ZEVÂL VERMEYİP KORUSUN ve YÜCELTSİN…
(Ali kardaşımın cenazesi, Ankara'da, 13 Haziran 2011 Pazartesi günü saat 10.30da Atatürk Kültür Merkezi Konferans Salonunda düzenlenecek olan anma töreninin ardından, Kocatepe Camiinde kılınacak öğle namazını müteakip Karşıyaka Mezarlığına defnedilecektir.)
Eski çağlardan kopup gelen atlı...
Takvimler, o’nun doğum yılını 1961 olarak kaydediyor. Bu tarih, Ali Özaydın’ı tanımayanlar için doğrudur. Tanıyanlar için o, Oğuz Kağan’ın atının terkisinden bugüne düşmüş bir destan söyleyicidir. Korkut Ata’nın hikmetlerinden yaylanmış, paylanmış, tarihin uğultularında kaynayan bir ruhtur. Ele avuca sığmaz. Bir fikirden diğerine, tarih çağlarında gezinir gibi, şaşılacak bir kolaylıkla atlar. Görevi, bir tarih mîrasını bugüne taşımaktır. Türk’ün yeryüzüne dağılmış sesleriyle büyülenmiş olarak doğmuştur. Hayâtı bu sesleri aramaya vakfedilmiştir. En eski ve en saf hâliyle devam eden Türk seslerinin peşindedir. Türk’ün, eski çağlardaki saf hâlini yakalamak ve yüzyıllar içinde yarattığı muazzam kültürün kaynağından içmek gibi naif sayılabilecek bir fikre ömrünü vermiştir. 20. yaşında TÜMATA ekibine dahil olduğu zaman, bu görevi netleşmişti. Eski Türk müziğinin izlerini tâkib edecekti. Nerede bu müziği icra eden, nerede bu sazları duyan ve duyuran varsa, Ali Özaydın’ın en yakını onlardı. Tanımadığı bir Altaylı Türk’ün tüüründe bütün bir Türklüğü görebiliyordu. O tanımadığı Altaylı, ona en yakınlarından da yakındı, akraba idi, eş-dosttu, sırasında gözlerinde yaş olacak kadar içinin yangınıydı. Bu yürek yangınıyla, gezdi, dolaştı, aradı ve bir büyük birikime ulaştı. Moğolistan hududlarında Tuva’dan Macaristan’a kadar, derin ürperişler, heyecanlı keşifler yaşadı. Rahmi Oruç Güvenç’in TÜMATA’sından sonra, Güner Özkan’la Asya’dan Türkiye’ye Mûsikî (ASTÜM) topluluğunu kurdular. 4 yıl bu toplulukla çeşitli konserler düzenlediler. Daha sonra, Ankara’da merhum Prof.Dr Cihad Özönder’in Kök Vakfı’nda İpekyolu topluluğu, yine Ali Özaydın öncülüğünde toparlandı. İki yıl geçmeden, İpekyolu Müzik Topluluğu’ndan bir grupla Altınay Müzik Topluluğu’nu kurdu. Bu iki topluluk, bazı televizyon programlarının değişmez ve asıl unsurları arasında yer aldı. Ali Özaydın da, bu programların danışmanıydı. Çalgı Atölyesi programının hazırlanması da Ali Özaydın’ın danışman ve yol göstericiliğinde hazırlandı. Türk Müziğinin sazları ve bilinmeyen örnekleri, bu çalışmalarla Türkiye çapında tanınmaya, bilinmeye başladı. Büyük bir iş başarıldığı açıktı. Kesin bir ifadeyle söylemek gerekirse: Ali Özaydın’ın teşkîlatçı ve kurucu kimliği, Türk Dünyası Müziklerinin tanınmasında en büyük rolü oynadı. Yapılan iş, tam manasıyla bir keşifti. İğneyle kuyu kazarak yürütülen çalışmaların sonucuydu. Sazların örneklerine ulaşmak bile çok zaman imkânsızdı. Sazların pek çoğu, bazı fotoğraflardan hareketle atölyelerde özel olarak îmâl ediliyordu. Bu aklı zorlayan iş de Ali özaydın’ın fikriydi. Dolayısıyle, Ali Özaydın’ın önderliği saz yapımcı ve tasarımcısı olarak da göz kamaştırıcıdır. Pek çok saz hem yapılmış, hem de geliştirilmiştir. Türk sazlarının atası kopuzun bir türevi olan kıl kopuzdan bas kopuz îmâli de o’nun sanat dünyamıza hediyeleri arasındadır. Bunların yanında, Ali özaydın’ın en büyük eseri, Devlet Türk Dünyası Topluluğu’dur. Kurduğu İpekyolu ve Altınay müzik topluluklarını birleştirerek, güçlü bir topluluk meydana getirmiştir. Topluluğun başına, en yakın çalışma arkadaşı İrfan Gürdal’ı getirmesi de, sanat seviyesi ve başarı için çok önemli bir tercih olmuştur. Bugün, Türk Dünyası Müzik Topluluğu, dünya topluluğudur. Konser verdiği devletler haritasına bakılınca, 10 yıl içinde, muazzam bir gelişme gösterdiği, Türklüğü ve Türkiye’yi şerefle temsil ettiği görülür. Zamanın Kültür Bakanı İstemihan Talay Bey’in himmeti ve Ali özaydın’a olan güvenini özellikle hatırlamak lazımdır. İstemihan Bey’le Ali Özaydın’ın yakınlığından bu iftihar edilecek kurumun çıkması çok önemlidir. Bu topluluk ve ona paralel gelişen Türk Dünyası müzik çalışmaları, çok yaygın bir hâl almıştır. Ali Özaydın’ın, kurduğu saz atölyesinde bir yılı aşan bir zamanda sadece “tüür” yapmasına rağmen, dünyanın her tarafından gelen taleplere yetişememesi bunun en büyük göstergesidir. Bu kısa tanıtımdan da anlaşılır ki, Ali Özaydın, eski çağlardan bugünlere at süren yeni zamanlar sevdâlısıdır. Türklüğün uzak asırlarından ses ve nefes taşır. Ebediyeti koklayan Kam’lar(Şaman bilgeleri) neslindendir. Onun yüksek Türk sevgisine, asil Türk ruhuna ve Türklüğe unutulmaz hizmetlerine binlerle alkış!...
* * * * * * * * * * * * * * * * * * * * * * * * * * * * * * * * * * * * * *
Nefesini milletinin dâvâsı için tüketen ve solunum yetmezliğinden yitip giden Özkan BOSTANCI’nın haykırışı:
Yüreğim ALLAH ve VATAN aşkı ile yanar, TÜRK'LÜĞÜ onur sayarım.
Ben ne işbirlikçi yobazlığın kirlettiği sağcılık, ne de vatansız komünistlerin kirlettiği solculuk tanımlamasının içine girmem.
Ben Türkçüyüm, sağ veya sol değil, dışarıdan gelen hiçbir fikre tenezzül etmeyecek kadar şuurlu olduğuna inandığım Türk milletinin tek gerçek merkezindeyim.Doğrudan doğruya TÜRK MİLLİYETÇİSİYİM.
Kesin olarak belirteyim ki, ben İSLAM dininde HZ. MUHAMMED'den, TÜRKÇÜLÜK'te de ATATÜRK'ten başkasına bağlı değilim!..
Hiç bir PARTİ, DERNEK veya TARİKAT'la ilişkim yok!..
Onun içindir ki, kendini "TÜRKİYE'ye" veya "İSLAM'a" adamış gibi gösterip de, bin bir entrikanın içinde olan; çeşitli PARTİ, DERNEK ve TARİKAT'a mensup, hatta midesinden dışa bağlı bu kişileri şiddetle tenkitten kaçınmıyorum.
Ben kararlıyım!.. Sesimi en az bu sefil varlıklar kadar duyuracağım. Onlardan daha cesur, daha kesin ifadelerle TÜRKİYE'nin ve TÜRKLER'İN GELECEĞİ hakkındaki düşüncelerimi dile getireceğim.
Ve DEVLETİMİZİN, MİLLETİMİZİN, VATANIMIZIN, DİNİMİZİN DÜŞMANLARI'na duyduğum kini, onlardan daha gür bir sesle haykırmaya devam edeceğim!..
Öyle haykıracağım ki, ödleri patlayacak.Sinecek delik arayacaklar!..
Böyle düşünmemin bir TEK SEBEBİ var:
DEVLETİMİZİN DIŞ DÜŞMANLARI, onu yıkmak, MİLLETİMİZİ PARÇALAMAK ve VATANIMIZA EL KOYMAK İÇİN açıktan değil de; İÇİMİZDEKİ HAİNLERİ KULLANARAK FAALİYET GÖSTERMEKTEDİRLER.
Bu HAİNLER de DEVLET'in bekası için elzem olan MİLLİ BİRLİK, DİL, DİN, TARİH, BAYRAK, ORDU ve TAM İSTİKLAL gibi TEMEL ve asla BİRBİRİNDEN AYRILMAZ ESASLAR'dan bazısını "sözde" savunup, diğerlerine açıktan saldırmaktadırlar.
Bu şerefsiz kişiler bazen sadece hedef aldıkları esasa dil uzatsalar da, çoğu zaman hepsinin yılmaz savunucusu ve TİMSAL'i olan ATATÜRK'e ve TÜRK ORDUSU'na hücum etmektedirler.
Hem bu HAİNLER, hem de onların EFENDİLERİ gayet iyi biliyorlar ki, ATATÜRK SEVGİSİ, ASKER SEVGİSİ ortadan kalkarsa, bu temel ve birbirinden ayrılmaz esasların MANEVÎ HAMİSİ kalmayacaktır!..
Esaslardan birisini yıkmaya muvaffak olurlarsa, TÜRKİYE CUMHURİYETİ yıkılacaktır!
TÜRKİYE CUMHURİYETİ'nin yıkılması demek, sadece bizlerin değil, bütün DÜNYA TÜRKLERİ'nin ve hatta tüm MÜSLÜMANLAR'ın sonunun gelmesi demektir!..
Çünkü ANADOLU TÜRKLERİ 1000 yıldır esaret ve işgâl görmemiş TEK TÜRK DEVLETİ'ne sahiptir!..
Çünkü TÜRKİYE 1096'dan beri HAÇLILAR'a karşı direnebilen TEK MÜSLÜMAN ÜLKE'dir!..
1918'deki HAÇLI SEFERİ'ni hezimete uğratan da ATATÜRK'tür!..
ATATÜRK ve TÜRK ORDUSU sadece TÜRKİYE'nin değil, DÜNYA TÜRKLERİ'nin, DÜNYA MÜSLÜMANLARI'nın, ve bütün MAZLUM ÜLKELERİ'nin KURTULUŞ ümididir!
Onun içindir ki, ben kimseyi ATATÜRK'e ve TÜRK ORDUSU'na sövdürtmem!..
Fikirleri müzakere edilebilir... Hatta onun döneminde çıkartılmış olan bazı kanunlar değiştirilebilir... Ama ATATÜRK'e sövmek, TÜRK ORDUSU'na sövmek, ANA'mıza, ATA'mıza sövmek gibidir. Ucu mutlaka bize dokunur.
Buna asla izin vermem!..
Verene de müsamaha etmem!..
Yaşam: Ölümü hak etmektir.
NE MUTLU TÜRK'ÜM DiYENE!..
Özkan BOSTANCI http://www.facebook.com/pages/%C3%96zkan-Bostanc%C4%B1/284897697872?sk=app_4949752878
|
|
Editör :
TORLAKON
|
|
11086 Kişi
Tarafından Okundu. |
|
|
|
|
|
|
|
Tarih : 11.06.2011 23:38:53
|
|
TÜRK DÜNYASININ BAŞI SAĞOLSUN
|
Kayıtlı İp: |
|
Bedenen uçmağa vardın bre KoçyiğitAncak Yiğit ruhun TÜRKlüğün bedeninde ilelebet varolacaktır.Aziz yiğit ruhun şad olsun.TÜRK Yurtlarında varlığın hep varolacaktır.Ancak içimiz kanıyor sensizlikte.
|
|
|
Sayfalar : İlk Sayfa -
[1]
-
Son Sayfa
|
Bu Kateoriye Ait Diğer Başlıklar |
|
|
|
|
|
|
|
|