Al sana ÇOCUK !...
Birbiri peşisıra gelen,
İnsanı çileden çıkaran,
Âdemoğlundan iğrendiren,
Tüm bu gördüklerimiz keşke kötü bir rüyadan ibaret olsa dedirten,
İnsan olmanın utancıyla bir anda insanlıktan istifa edip,
Börtü böceğe dönüşebilme düşüncesini çağırtan olaylar yaşıyoruz..
Hem yaşamak da ne kelime!
Gün be gün kahroluyoruz.
Aklımızın duvarına çarpıyor,
Yıkıp altında kalıyoruz…
…
Zulümler, tecavüzler, vahşetler…
Maaşa bağlanan ihanetin zaten enflasyonu oluştu,
Bini bir para…
…
Tecavüz ettikten sonra testereyle sekize bölüp çöpe atmış,
Sakalı çıkmış olsa da sorun değil,
Daha ÇOCUKmuş…
İçi insan dolu otobüse molotof atıp yakmış,
Nüfusa dört yıl sonra kaydedildiği için,
Henüz onbeş yaşında bir ÇOCUKmuş…
Kaldırım taşlarını parçalayıp etrafta cam çerçeve bırakmamış,
Onu yaşatan devletin bayrağını ateşe verip yakmış,
Vatanı koruyan asker ve polise ne bulursa atıyor,
Ekmeğini yediği sofraya sçmaya devam ediyor
Olsa da ne gam,
Daha ÇOCUKmuş yahu,
“ONSEKİZ”inden gün almamış…
…
Şeytan diyor;
“Bana kolay kolay pabuç bırakmaz ve de kulak asmazsın fakat,
BAŞLARIM BEN BÖYLE ÇOCUĞA DA ONSEKİZİNE DE DE!!!
Çanakkale’de can veren 12-13 yaşında kocayürekli atalarınız vardı.
Senin öz deden, iki yunan askerini Menderes’e bastığında henüz 12,5 yaşındaydı…
Bu vatanda yaşı 15 olan öyle Koçyiğitler var ki,
Boyu iki metre zebellah gibi.
Topla onları bir kampa,
Bomba eğitimi için yeter iki hafta,
Gerilla eğitimi için haydi ikibuçuk ay,
Tek dozluk yakın savunma için de üç ay,
Etti hepsi toplam altı ay,
‘ONSEKİZİNDEN GÜN ALMA’ya daha ikibuçuk yıl var.
Koyver onları hayatın içine,
Hem gururla vatanı pislikten temizlesinler,
Hem de ÇOCUKLUKLARINI YAŞASINLAR!...
Üstelik böylece “ÇOCUK” edebiyatı yapıp duran dümbükler de hizaya gelir.
O dümbüklere bugüne kadar hiç soran oldu mu
‘Çocuk dediğiniz o sakallılara siz karınızı, kızınızı teslim eder misiniz?’ diye!
Mâdem öyle, aha böyle!
Böyle başa böyle tarak, böyle mâbâda böyle malafat!...”
(Şeytanın bu kaba ifadesinden dolayı tüm canlardan özür diliyorum.)
Ben de şeytana dedim ki;
Bu iş meteliksiz olmaz.
Çocukları aç karna eritip telef etmeyelim,
Biraz mangır bul gel de,
Bir daha konuşalım…
…
Torlakon der ki:
Zalime merhamet göstermek; hem mazluma zulüm etmek, hem de zalimlik yolundakilere cesaret vermektir.
Toprağa kazandırılması gerekenleri topluma kazandırmaya çalışmak topluma zulümdür.
Asıl korunması gereken insanın kendisidir, insanlıktan çıkmış olan değil.
Yaşı kaç olursa olsun tecavüzcünün cezası Torlakon kanunlarına göre itlaftır.
En pzvnk yönetim; hainini koruyup da, yurtseverini harcayan yönetimdir.
Halka rağmen olan yönetimler, kendi evlatlarını yiyerek beslenirler.
Dünyada adalet olsaydı, cehennem boş kalırdı. Boş kalırdı elbette fakat;
Zebanilerin işini kolaylaştırmak için yine de adaleti gerçekleştirmeye çalışmak gerek…
“Onunbunun kanunlarıyla yönetilen bir ülkede, onunbunun adamları da çoğalır, çocukları da.”(Torlakon öğretisi)
Onunbunun adamları ve çocukları ne kadar da çoğaldı…
Türkiye’nin Türk Kanunları ile yönetildiğini görmek umuduyla,
TTKvY
Filozof TORLAKON