19 Mart’ı 20 Mart’a bağlayan gece,
Küresel Haydut ABD ve onun fino köpeği İngiltere’nin başını çektiği,
Siyonizmin güdümündeki “çokuluslu” güç tarafından bombardımana tutuldu bir komşu ülke.
Tam 12 yıldır ambargoya tabi tutulan;
Hastalarına ilaç alacak parası kalmayan,
Gıdasızlıktan dolayı bebeklerin can verdiği,
Zaten direnecek fazla bir gücü de kalmayan ülke.
7 değil, 37 düvelin denizden, havadan ve karadan çullandığı,
Aylarca gece gündüz bombardımana tutulup, taş taş üstünde kalmadıktan sonra işgal edilen,
Nesi var nesi yoksa talan edilen, devlet denilecek tarafı bırakılmayan,
Tasarlanmış katliamlarla yaşlı çocuk demeden yok edilen,
İşkence ve tecavüzlere uğratılan mazlumların,
Arşa çıkan feryatlarının duyurulmadığı,
Dünyanın kör ve sağır olduğu,
Viran edilmiş bir ülke.
2 Milyona yakını öldürülmüş,
1 Milyondan fazla kadın dul bırakılmış,
5 Milyondan fazla çocuk yetim ve öksüz kalmış,
Milyonlarca kadın, çocuk ve erkek tecavüze uğratılmış,
Yarıya yakını profesör olan 600 kadar bilim adamı işkencelerle yok edilmiş,
Dünyaya geldiğine binlerce kere pişman edilmiş bir halkın,
Ölmek isteyip de bir türlü ölemeyerek,
İşgal altında süründürüldüğü,
İnsan olanı insanlığından tiksindiren yaratıkların zulmüyle inletildiği,
İnsan mezbahasına döndürülmüş bir ülke…
İşgalcibaşı Küresel Haydut ABD’nin başı olan iğrenç yaratık Corcçüş Puştoğlu,
“Veda ziyaretine” gelmiş geçenlerde.
Yok etme işini tamamlayamadığı halka seslenmiş:
“Bu savaş henüz bitmedi” diye söylemiş.
“İki dönemlik başkanlığımda ben soyunuzu kıramamış olsam da,
Benden sonra gelenler kökünüzü kazır” demeye gelmiş.
Tarihte belki de eşi benzeri olmayan bir pişkinlik ve iğrençlik sergilemiş.
Yalakalar pişkin,
Yandaşlar pişkin,
Yatakçılar pişkin,
Tüm İslam düşmanları pişkin,
İşbirlikçi ve pişkinlerin işleri tıkırında,
Yok edilen Iraklıların yurtlarına konacak olan Yahudi ve Yahudi Kürtlerinin,
Sevinç ve mutluluktan ağızları kulaklarında.
Haysiyet, şeref ve insanlık yerlerde sürünürken,
Meydan insanlık düşmanı, şerefsiz ve kanı sidiklilere kalmış…
Tek bir şerefli sıyrılıp çıkmış, yalaka ve koruma itlerinin arasından;
Fırlatırken birer birer pabuçlarını, Allahsız Puştoğlu şebeğinin suratına;
Bir yandan da haykırmış, mazlumların, yetimlerin ve insanlığın adına:
“Bu, Irak halkından sana bir veda öpücüğü, köpek!
Bu da dullar, yetimler ve Irak’ta öldürülenler için…!”
Irak halkının, Arap Milletinin, İslam ümmetinin, insanlığın sesi,
Haysiyet ve şeref abidesi olmuş gazeteci Muntazar El-Zeydi.
İşgalci düşmana ilk kurşunu atan gazetecimiz Hasan Tahsin misali.
Yoksulluktan ancak ikinci el olarak Kahire’de alabildiği Türk ayakkabıları;
“Emperyalistleri kovmak için Türk tekmesi gerek” der gibi fırlamışlar…
Derhal ortadan kaldırmaya çalışmış işbirlikçiler, El-Zeydi'yi.
Hasan Tahsin’imizi katlettikleri gibi.
“Özür dilemem, aynı şeyi tekrar yaparım!” dese de El-Zeydi,
Salondaki “çağdaş” gazeteciler arkadaşları adına özür dilemişler.
Gazetecinin hareketini “Barbarca ve rezalet” olarak nitelendirmiş Irak hükümeti.
“Bush’a ayıp oldu. Yapılanlar etik değil” demiş bizdeki “Çağdaş” gazeteciler de.
Aman Allah’ım! Barbarlık, rezalet, etiklik ne kadar da değişmiş?!...
“Fazla sert davranmasınlar” ricasında(!) bulunmuş Puştoğlu.
Kolunu, kaburgalarını ve dişlerini kırmışlar.
Hakikaten fazla sert davranmamışlar.
Peki ne yapıyorlar fazla sert davrandıklarına?
CIA ajanı John Kiriakou ABC Televizyonuna şu itirafı yapıyor:
“Onlara(Müslümanlara) öyle işkenceler yaptık ki, Allah’ı gördüler.”
Alttaki resimde “Allah’ı gösterttikleri” bir Iraklı görülüyor.