BU VATANI BÖLELİM Mİ?
Kürt'ü Türk'ten ayıralım mı?
Referanduma tabi tutalım mı Kürt olanları?
Yarıdan fazlası "Bölünelim" derse bölelim mi bu vatanı?
Ayıralım mı; her birine bir ayrı hayranlık duyduğumuz illerimizi ülkemizden?
Tırnağı etten sıyıralım mı?...
Söyleyin be hainler!
Susmayın be zalimler!
Pısmayın be nankörler!
"Amerika Türkiye'yi de işgal etsin! Irak'ta yaptıklarını Türkler'e de yapsın!" diyen alçaklar!
Deyin hele! Sizin aklınız kime hizmet ediyor?! Sizin aklınız nerenizde geziyor?!...
İyi düşünün ve cevap verin; Türkiye'yi bölelim mi?
Doğuyu batıdan, kuzeyi güneyden dışlayalım mı?
Birbirimizi sokakta görürsek boğazlayıp taşlayalım mı?
Çabuk karar verin hele!
Bölünmeye tez elden başlayalım mı?!...
* * *
Yoksulluk sebebiyle göç ettiği İstanbul'da kızını kaçıran Kürt'le dünür olan Yörük Hasan'a;
"Piyango sana vurmuş! Şansına küs! Üstüne de bir soğuk su iç Hasan kardeş" diyelim mi?
Ortaokulda okuyan zeki ve güzel kızını kaçıran suratsız için;
"Ne yapayım şimdi ben bu iti?!" dediği halde çaresizlikten davacı olmayıp, dünürlüğe razı geldiğinden dolayı "Adalet utansın!" deyip geçelim mi?
Ya tecavüzcüsüne ödül gibi verilip Dünyası hepten zindan edilen zavallı kızcağıza ne demeli? "Kader utansın!" diye mi teselli etmeli?
Peki ya Dünya'ya gelen minik canların günahları ne olmalı?
Yüzbinlerce aile, milyonlarca çocuk var bunlar gibi.
Haydi söyleyin şimdi!
Bölelim mi bu ülkeyi?
Kıvırtmadan söyleyin be nankör yaratıklar!
Bacaklarından ikiye ayıralım mı çocukları?!
Hangi yarısını Türk, hangi yarısını Kürt sayalım?!...
* * *
"Asalaklar, kendilerini taşıyanların kanlarını emerek teşekkür ederler."(Torlakon öğretisi)
Hainler, nankörler ve alçaklar kendilerini satmışlar, görevlerini yapıyorlar.
Peki ya sizler!!!
Mardin Kızıltepe'den Zeynettin,
Muş Bulanık'tan Adnan,
Hakkari-Bağışlı'dan Tahir,
Tunceli- Pertek'ten Mustafa,
Diyarbakır'dan şehid Musa'nın dostları,
İsmini sayamadığım nice güzel insan,
Niçin çıkmaz hiç sesiniz?!...
* * *
"Bizim oralarda kan davası var" diyerek, biz Yörüklere sığınan Zeynettin kardaşım!
Ayşe Şan'dan yarısı Kürtçe, yarısı Türkçe şarkılar söylerdik seninle.
Memleketten ayrı düştüğümüz viranelerde.
Söyle hele! Bölünsün mü Türkiye?
"Ayrılıkta azap vardır" derken dinimiz,
Ayrılsın mı Mardin'imiz?...
* * *
Ya sen! Efendilik abidesi Adnan kardaşım!
Bu vatan için can baş veren ecdadın adları anıldığında yas tutardık seninle.
Yemen'de şehid düşen dedelerimiz için "Burası Muş'tur" Türküsünü söylediğimizde.
De hele gardaş! Muş'u yad el sayalım mı?
Aramıza dikenlitel duvar mayın koyalım mı?
Yıkalım mı gardaşlığı?!...
* * *
Tahir ağam! Sesim duyuluyor mu?
Yirmibeş yıl sonra, büyük şehrin bir kaldırımında rastladım sana.
Sen iki büklüm olmuş, otobüs durağı arıyor; ben de kanserle boğuşup kıvranıyordum.
Ağlatmaya kıyamadığım için görmezden gelmiştim, sen duygusal garibi.
Daha sonra bir başıma ikimiz için de ağladım.
Çünkü yüreğimiz bir bütündü ağam, bir bütün!
Turan Engin'den Türküler söylerdik Cilo Dağları'nda peynir otu toplarken.
Hakka yürüttük Turan babayı da, 23 Temmuz 2006'da.
Şimdi söylemeye dermanın var mıdır yiğit ağam?
Eğer yürümediysen sen de Hakka,
Bir nefes ver Hakkari'den
Bölelim mi Çölemerik'i?
Doğrayalım mı yüreklerimizi?!...
* * *
İki gözüm Mustafa gardaşım!
Milliyetçi parti liderlerinden çok daha yurtsever olan sen!
Okul sonrası vedalaşırken, kalbimin ve aklımın yarısını götüren sen!
Ayrılığın, koca şehri sanki insansız bir harabe gibi bana hissettiren sen!
Haydi sen söyle Alperen babası, sen söyle!
Verelim mi Tunceli'yi Ermeni'ye?
Paralanırken yüreklerimiz,
Düşmanı güldürelim mi?!...
* * *
Öğrencilerinin gözü önünde sekiz kurşunla şehid edilen Musa'dan geriye yok mu kalan?
Önce güzel yüzlüler düşüyor toprağa, bunu biliyoruz.
Peki hiç kalmadı mı onları sevenlerden tek bir can?
Sesimize ses verecek son kişi de mi karıştı toprağa?
"Cesedimiz çiğnenmedikçe bu vatanı böldürtmeyiz! Kardeşi kardeşe öldürtmeyiz!
Hainleri, alçakları, nankörleri ve düşmanları güldürtmeyiz!" diyecek;
Kalmadı mı hiç mirasçısı, şehidin davasını güdecek?
N'olur ses verin hele!
Bu vatanı bölelim mi?
Ezeli düşmanlar öyle istiyor diye, birbirimizle harbe girelim mi?
Osmanlı’ya ihanetin bedelini, Yahudi’nin kucağına düşerek ödeyen,
Sonra da bizden medet isteyen Arapların halini görmezden gelelim mi?
Yerli Yahudi işbirlikçilerinin oyunlarını seyredelim mi?
Diyarbekir'i de Yahudi’ye verelim mi?!!!...
* * *
Gönüllerimiz bir olur, yüreklerimiz bir atar da;
Ne söyleyeceğinizi hiç bilmem mi gardaş, hiç bilmem mi?!
Haykırırsınız ki:
Kardeşliğin tesisi ve bu vatanın her zerresi için fazlasıyla bedel ödenmiştir.
Türkiye'den toprak arzu edenlere, Cehennem Deresi'nde yerin dört metre altı tahsis edilebilir. Nankörün topluma kazandırılması; kör edilip köşe başlarında süründürülmesiyle olur. Hainlerin derdinin çaresi ise, yer ile yeksan olmaktır…
“Aptallık, sadece ölümle doyurulabilen bir açlık çeşididir.”(Torlakon öğretisi)
Türkiye'yi iç harbe götürüp, kardeşi kardeşe kırdırmak için bahaneler türetme gayretinde olan DemoKROtik Terör Partili maaşlı hainler ikide bir, İmralı'daki elebaşları Abdo Ödükyan'ın zehirlendiği yalanını uydurup, devleti tehdit ediyorlar.
Diyorlar ki; "Onun kılına bir zarar gelirse, ülkeyi yangın yerine çeviririz!"
Peki ya Ödükyan eceliyle kalpten filan gidecek olursa ne olacak?
DTP'nin iç harbe bahane bulamaması için millet dua etmek zorunda mı kalacak;
Kırkbin vatandaşımızın katili Abdo eceliyle filan ölmesin diye?...
Böyle bir kepazelik, Dünya'nın neresinde görülmüş?
Ya devlet başa! Ya kuzgun leşe!
Telef oldu binlerce bebek masum ve şehit!
Ödükyan denilen it! Hiç bekleme zıbar git!...
Tedbirini al devlet, arada yaş yanmasın!
Mazlumların kanıyla, hiçbir yer boyanmasın!...
Bütün kalsın vatanım, tek bir taş bölünmesin!
Düşmana aldanıp da, aptalca ölünmesin!...
07 Mart 2008
TÜRK FİLOZOF TORLAKON
(TORLAKON; "Türk Savunma Sanatı{ÇAKIRPENÇE} ve Hayat Felsefesi, Tabuların Yakıldığı Akıl Ocağı, İnsanlığa ve Gerçeğe Açılan Pencere, Batı Toroslar'dan Yükselen Işık, Gürleyen Ses ve Anadolu Türk Ruhu'nun Yeniden Şahlanışı"dır.)
ERGENEKON VADİSİ’nden sel gibi çıktık!
MALAZGİRT OVASI’ndan kasırga gibi girdik!
TORLAKON YAYLASI’ndan yıldırım gibi gürleriz!!!...
"BEN VE MİLLETİM TANRI'NIN KIRBACIYIZ. TANRI KENDİ YOLUNDAN ÇIKANLARI CEZALANDIRMAK İÇİN BİZİ GÖNDERİR."
( Türk İmparator ATİLLA )
"BU MEMLEKET TARİHTE TÜRK'TÜ, HÂLDE TÜRK'TÜR VE EBEDİYEN TÜRK OLARAK YAŞAYACAKTIR."
"HAYATTA YEGÂNE VARLIĞIM VE SERVETİM, TÜRK OLARAK DOĞMAMDIR."
"NE MUTLU TÜRK'ÜM DİYENE!"
( MUSTAFA KEMAL ATATÜRK )
*** Türkistan’da TONYUKUK, Türkiye’de TORLAKON ***