Bir hoca Erzurumlu
dedeye sorar; Dede, peygamber efendimiz (S.A.V) çocuklarını çok severdi, eşiyle
yan yana dolaşırdı. Siz Anadolu'daki eski insanlar çok öpüp sevmezsiniz,
erkekler önde, eşleriniz iki metre geride yürür. Sebebi nedir? Dede cevap
verir; Evladım biz Cihan Harbinde o kadar çok şehit verdik ki, geride çok yetim
ve dul kaldı... İşte bu yüzden o yetimlerin yanında ne evlatlarımızı
sevebildik, ne de eşi şehit olmuş Dul kadınların yanında hanımlarımızla yan
yana yürüyebildik...
Bizler de sitem
ediyorduk büyüklerimiz bize neden yakınlık göstermiyor diye. Cevabını onlardan
değil de hayatın kendisinden aldık, Bosna soykırımı sırasında; Oradaki yetimler
sevgiye hasretken sevemedik kendi çocuklarımızı. İşte biz Türkler böylesine
ince duyguların insanıydık...
***
Sevgi, yürekteki doktorun adıdır.(Torlakon)
***
Hatırlayan var mı? Yetim
Mustafa'sının “Yarın geliyorum ellerini öpmeye anacığım. Kuru fasûlye yemeğini
çok özledim benim için pişirmeyi unutma!” dediğini ve albayrağa sarılı geldiği
için, hazırladığı yemeği yiyemedi diye bir daha kuru fasûlyeyi kendine haram
eden Gülperi anacığı...
***
Being a more
conscientious person is not to shed any more tears after evil, but to shed more
sweats to avoid that evil.(Torlakon)
(Daha vicdanlı bir insan olmak kötülükten
sonra daha fazla gözyaşı dökmek değil, o kötülüğü önlemek için daha fazla ter
dökmektir.)
***
***
True freedom is not the
power to do what you want, but to do goodness.(Torlakon doctrine)
(Gerçek
özgürlük, istediğini yapabilme değil, iyilik yapabilme gücüdür.)
***
***
***
***
***
***