*** ANA KUCAĞI ***
Borçlular genellikle kaçar alacaklılardan bu dünyada,
Analar ise alacaklı olarak göçer giderler.
Borçlu kalır hep evlatlar,
Fakat arar dururlar anayı, dizinin dibini, sıcacık kucağını…
Bu küçük öksüz ve masum kızcağız da o arayanlardan…
Pek de önemi yok neresinden olduğu dünyanın,
Filistin, Irak, Suriye, Myanmar, Afganistan…
Garip kalmış İslâm Milletinin bir yetimi işte…
O yine de şanslı olanlardan ki sığınabilmiş, yer bulabilmiş bir yetimhanede.
Fakat hep arıyor ve kesinlikle de biliyor ki en güvenli, en huzurlu
Ve en sıcak yer ANA KUCAĞI…
Savaşta kaybettiği için hiçbir zaman erişemeyeceğini biliyor anacığına.
Tebeşiri alıp resmini çiziyor yetimhanenin buz gibi betonuna.
Ve gözlerini yumup uzanıveriyor kucağına…
Pabuçlarını ise dışarıda bırakıyor,
Kendi çizdiği resim bile olsa basmıyor anacığının eteğine…
İstiyor belki de karnından hiç doğmamış olmayı,
Veya oncağızla birlikte ölüp gitmiş olmayı…
Duyarlıların çaresiz, çarelilerinse duyarsız olduğu dünyada,
Issızlık içinde sessizce şöyle haykırıyor gibi;
Yokluğun soldurdu gülümü ana!
Sen ölünce sevdim ölümü ana!...
(Torlakon)