MAH CEMÂLİN GÜNEŞ MİDİR AY MIDIR
7 Temmuz 2010 tarihinde sessiz sedasız aramızdan ayrılan değerli ozanımız Mahmut Erdal, bu Türkünün öyküsünü bir tv kanalında şöyle anlatmıştı: Günün birinde Ankara Maltepe civarında kaldırımda yürürken bir bayan görür ve oldukça etkilenerek Türküyü yazar:
Mah cemâlin güneş midir ay mıdır,
Yüzüne baktıkça bakasım gelir.
Kirpiğin ok hilâl kaşın yay mıdır,
Alıp şu bağrıma çakasım gelir.
***
Seni gören âşık döner şaşkına,
Taş olsa dayanmaz o bakışına,
Aslı mısın nesin Allah aşkına,
Kerem gibi kendim yakasım gelir.
***
Yandım ateşinle oldum muzdarip,
He de de kapına kul olam varıp,
Canımı sarrafta gerdan yaptırıp,
Ak göğsün üstüne takasım gelir.
***
Tuba ağacında benzersin dala,
Dilin örnek olmuş şekere bala,
N’olur yüzün dönme Mahmut Erdal’a,
Yaşarken canımdan bıkasım gelir.
***
Aradan zaman geçer ve o bayana o kaldırımlarda tekrar rastlar ozanımız. Geçen süre pek de fazla olmamasına rağmen, gördüğü manzara karşısında şaşkına döner. Kendisi uğruna Türkü yakılan kadıncağız iki büklüm olmuş, saç baş ağarmış, bet beniz kalmamış, iğneden ipliğe dönmüştür… Yüreği burkulup hüzünle gözleri dolan ozanımız daha fazla bakmaya dayanamaz ve başını yana çevirir. İbretlik bir durum ortaya çıkmıştır. Hani demişti ya “N’olur yüzün dönme Mahmut Erdal’a, yaşarken canımdan bıkasım gelir” diye… Sevdasıyla “Kerem” olup kendisini yakası geliyordu, elbette ki, öte yandan hangi cehenneme düşüp kavrulmakta olduğunu bilemezdi “Aslı”nın…
Ozanımızın bu durum üzerine de herhangi bir şiir yazıp yazmadığını bilmiyoruz. Fakat bilinen o ki; “Kerem”i o kadife sesiyle tanıyıp sevdik, hiç tanımadığımız “Aslı” için de üzülüp hüzünlendik. Sivas’ın Divriği ilçesine bağlı Çamşıh’ta toprağa verdik “Kerem”i, “Aslı” ise bir sır olarak kaldı. Türküsünde, güzelliği dillere destan bir bayan; öyküsündeyse, genç yaşta çökmüş ve iki büklüm olmuş haliyle Ankara Maltepe kaldırımlarını arşınlayan bir kadıncağız olarak…
Bu hayat böyle oluyordu işte: Kerem’ler eşgere yanıyor ve cümle âlem onları biliyor; Aslı’larsa gizliden gizliye, için için yanıp tükeniyor, sırlara karışıp gidiyorlardı…
Ozanımıza bir kez daha gani gani rahmet diliyorum. Meçhûl Aslı’mıza ise; hâlâ hayattaysa güç kuvvet ve yaşama sevinci, rahmete erdiyse çilesiz ve yüzünün hep gülümsediği bir cennet…