O bizim dostumuz, herşeyden önce adam gibi adamdı!
Geçirdiği trafik kazası sonucu yaşamını yitiren GüncelHaber yazarı gazeteci Kemal Çapraz ebediyete uğurladık. Binlerce kişinin katıldığı cenaze töreninde gözyaşları sel oldu. Çapraz'ın 4 yaşındaki kızı Çağla'nın babasına son bakışı ise yürekleri dağladı.
Önceki gün iftar dönüşü Kartal'da geçirdiği trafik kazası sonucu yaşamını yitiren Ufuk Gazetesi Sahibi ve GüncelHaber yazarı Kemal Çapraz'ı ebediyete uğudladık. Çapraz'ın Kartal Eğitim ve Araştırma Hastanesi'nden alınan Türk bayrağına sarılı tabutu, sabah saatlerinde Yayla Mahallesi'nde ki evine getirilerek helallik alındı. Çapraz'ın eşi Zuhal Çapraz eşinin tabutuna son kez bakarak uzun süre gözyaşı döktü. Zuhal Çapraz'ı yakınları teselli ederken, 4 yaşındaki kızları Çağla ise babasının ölümünden habersiz şaşkın gözlerle olup biteni
izledi.
Kemal Çapraz'ın cenazesi daha sonra sevenlerinin omuzlarında Tuzla Merkez Camii'ne getirildi. Cenaze namazına MHP Milletvekilleri Meral Akşener, Ümit Şafak, Ali Torlak'ın yanı sıra ve Kemal Çapraz'ın memleketi olan Kastamonu'dan bazı milletvekilleri ile GüncelHaber Genel Müdürü Hadi Özışık, İstanbul Barosu Genel Sekreteri Hüseyin Özbek ve çok sayıda seveni katıldı.
Çapraz'a Türk Bayrağı
Çapraz'ın Türk bayrağına sarılı tabutunun üzerine Türk dünyası ile ilgili araştırma ve haber çalışmalarından dolayı vefa borcunu göstermek için Irak-Türkmen Cephesi ve Kırım Cumhuriyeti bayrakları serildi. Cenaze namazına katılan Maltepe Şehit Aileleri Derneği Başkanı Pakize Akbaba ise tabutun üzerine üzerinde Şehit Anaları Derneği yazan Türk bayrağı koydu. Çapraz için düzenlenen cenaze töreninde taziyeleri kabul eden Baba Cemil Çapraz güçlükle ayakta durmaya çalışırken, Tuzla Merkez Cami'indeki cenaze namazında da binlerce kişi saf tutup, dua etti.
Kemal Çapraz'ı son yazısıyla Hak'ka Uğurluyoruz...
Erdoğan"la, Doğan kavgasının büyümesinden ben hiç rahatsız değilim. Bütün gerçeklerin ortaya dökülmesini her zaman savunmuş bir insanım. Ama rahatsız olduğum bir konu var; bu kavganın diğer yolsuzluk dosyalarını göz ardı ettirmesi. Yani artık, basında yer alan yolsuzluk dosyalarının bu kavganın sonucuymuş gibi gözükmesi beni cidden rahatsız ediyor. Evet, ülkemizde ciddi yolsuzluklar var. Bunların, bir şekilde ortaya çıkması lazım. Açıkçası bu kavganın içinde eriyip gitmesinden endişe ediyorum.
Aslına bakılırsa, Erdoğan"la-Doğan arasında pek bir fark göremiyorum. Gördüğüm tek fark, soyadındaki “Er” hecesi o kadar…
Bu iki “Doğan”ın en önemli özelliği, çok kısa sürede yükselişleri ve çok kısa sürede zengin oluşlarıdır. Birisi çok kısa sürede medya patronluğunda ve işadamlığında imparatorluğa kadar yükseldi; diğeri siyasette çok kısa sürede başbakanlığa yükseldi.
İnternette Vikipedi isimli bir sözlük var… Bakın burada “Doğan”lar hakkında şu bilgiye yer veriyor; “Avların niteliği, boyutları ve avlanma yöntemi türlere göre değişir”
Şimdi bu iki “Doğan”ın kavgasındaki sonucu hep birlikte göreceğiz.
Benim korkum az önce de söylediğim gibi, birbiri ardına pandoranın kutusunun açılması gibi, yolsuzluk dosyalarının açıldığı bir dönemde bu kavganın patlak vermesi, gündemi ciddi manada değiştirmiştir.
Dişli skandalıyla başlayan yolsuzluk dosyaları, Almanya"daki Deniz Feneri e.V. ile devam etmişti. Daha peşi peşine gelecek yüzlerce yolsuzluk dosyasının, bu kavga sebebiyle inandırıcılığı mı kaybettirilmek isteniyor?
Ama artık kim ne derse desin, bu yolsuzlukları örtmeye kimsenin gücü yetmez, yetmeyecek de…
Bu kavganın belki önemli bir faydası olacak Türkiye"mize; Şeffaf bir Türkiye özlemi içinde olanlar, ne oyunların oynandığını Medya-Siyaset-Ticaret üçgeninde nelerin konuşulduğunu bütün açıklığıyla görmüş olacaklar.
Medya"da etikçilerle tetikçilerin birbirine karıştığı bir dönemde yaşıyoruz. Artık kim neyi niçin yazdı? Bunları bile sorgular hale geldik.
Başka zamanlarda açığa çıkmayan bir sürü görüşme ve ilişki bu kavga sebebiyle gün yüzüne çıktı. Çıkmaya da devam edecek. Ama keşke bu ilişkiler, kavgasız ortamlarda ortaya çıksaydı da iki tarafın da söylediklerine daha bir inandırıcı gözle bakabilseydik. Normal zamanda susanlar, şimdi kavga başlayınca birbirlerinin kirli çamaşırlarını döker oldular. Böyle olunca da inandırıcılıklarını ciddi manada kaybettiler. Madem öyle, daha önce niye bunları açıklamadınız demez mi millet size? Bir de bu kavganın, basın özgürlüğümüze ciddi zarar vermesinden korkmaktayım. Başbakanın, iktidar gücünü basın organlarına baskı yaparak kullanması halinde demokrasimiz ciddi manada yara alır.
Umarım bu tür çirkinlikleri ülke olarak yaşamayız.
Kaynak:
http://www.efrasyap.com/Haberler/HaberDetay.aspx?HaberID=3693
Torlakon;
“Vefakâr ve cefakâr bir yiğit evladını daha kaybeden Türk Milleti’nin başı sağ olsun.”