***Korku Yorum Ey Vatan***
(Bu yazıyı, babasından beş ay sonra annesini de kaybeden, Önce Vatan Öbeği kurucusu Saygıdeğer Gülsev EYÜBOĞLU’na ithaf ediyorum. Geride böyle bir değer bırakarak giden bahtiyarlara selam olsun, mekânları cennet olsun.)
Kaygıların ötesinde korku,
Korkuların zirvesindeyse sevgi vardır.
En çok sevilenin kaybedilmesidir korkulan.
Can ya da cânandır en çok sevgi veya korku duyulan.
Çoklarına göre can, kimilerine göre de cânandır öncelikli olan.
Âşıklarda ve çoğu hayvanda cânan candan önce gelir;
Belki de başkalarının yumurtasından olan civcivleri
Korumak için canını ortaya koyar bir tavuk.
Mecnun olup çöllerde kavrulur, Kerem olup ateşlerde kül olur bir âşık.
Cânan olmadıktan sonra yaşamanın bir anlamı kalmaz onlara göre…
…
Azrail’in eline düşen Deli Dumrul ‘aman’ diler,
Kendi yerine verilecek bir can bulabilirse, Tanrı’nın onu âzat edeceğini söyler Azrail.
Hâlin ilk arz edildiği anne ve baba;
“Şimdiye kadarki hayatımızdan henüz birşey anlayabilmiş değiliz, kusura bakma oğul” der.
Bu kez eşine, yavrularının anasına anlatır durumu,
“Bu can feda olsun yoluna; sensiz hayatın zaten anlamı kalmaz ki” cevabını alır.
Alır almasına da, bu fedakârlığın altında hiç kalır mı koca deli!
“Atın iyisine doru, adamın iyisine de deli derler” der ya Şeyh Edebali,
Seninki olmaz, benim canım feda olsun yarışına girer deli ile deliye.
Yücelerden yüce, kimse bilmez nice olan Tanrı hoşnut olur onların davranışından.
Bağışladığını ve ömürlerine de nice ömür kattığını Azrail’le bildirir.
Cânan için yapılan fedakârlık meyvesini tez verir…
Fedakârlık denen şey olmasaydı, ne vatandan ne de insanlıktan eser kalırdı.
Çoğu zaman sonradan gelenler yer, önden gidenlerin fedakârlık meyvesini.
Torunlar özgürce yaşayıp rahat nefes alabilsinler diye,
Atalar çok erken verirler son nefeslerini…
…
Önden giderse sevilenler, kolay gelir ölümler.
Önden giden vatan olursa eğer,
Sevilenlerin en önceliklisi ve yücesi gitmiştir.
Geride kalanların hayatta olması ölümden beter olur.
Hoyratça ayaklar altına alıp çiğner düşman, en mukaddes değerleri.
Sel bürür sevgilinin ala gözlerini, sırma saçları yerlerde süründürülür.
Mezarlarında bile rahat bırakılmaz önden giden sevgililer.
Gözleri yaşlı olarak göstermişti dedem;
“Şu gördüğün tepesi kırık mezartaşı amcamındır.
Er kişiyi belirttiği için sarık şeklinde olan kısmını kırmış düşman,
Mezardakinin erliğine bile tahammül edememiş…”
…
Geç anlayanlar en ağır şekilde öderler faturayı,
En çok sevilmesi ve korunması gereken şeyin vatan olduğunu…
Zamanında uyanıklık, varlık ve direnç göstermeyenler,
Merhamet dilenmek durumunda kalırlar düşmanın ayağına kapanarak.
Bu konuda en şanslı olanlar, düşmanı Türk olanlardır.
Çünkü insanlığın yüzakı olan Türkler, merhameti de en bol olandır.
Kin tutmaz, öfkesi çabuk geçer, ihaneti tez unutur…
…
Oysa düşman kindardır ve hep âciz kalışını kollar.
Millet olma vasfından yoksun olanlar, kendilerini bir arada tutabilmek için öcüler îcat ederler.
Beşikteki bebekleri bile, Türk “öcü”süyle kinlendirip büyütürler.
Türk’ün içindeki yandaş ve soydaşları da hiç boş durmaz.
Çünkü onlar şu Çin atasözünü iyi bilirler:
“İki Yahudi bir araya gelirse şirket, iki Türk bir araya gelirse devlet kurar.”
İki Yahudinin bir araya gelmesi onları pek ırgalamaz veya çanak tutarlar fakat,
İki Türk’ün bir araya gelmesini engellemek için her türlü tezgâhı kurarlar.
Türk Topluluklarının birleşmesi durumu ise korkunç felakettir onlara göre.
Türk Dünyasının beyni durumundaki Anadolu Türkleri uyutulup sindirilmelidir…
Neyse ki; vatanı en yüce sevgili belleyen ve ‘Yurdakul’ olanlar şiddetle uyarır:
“Bırak beni haykırayım!
Susarsam sen mâtem et!
Unutma ki şairleri haykırmayan bir millet,
Sevenleri toprak olmuş öksüz çocuk gibidir!...”
Dünya barışı ve insanlığın huzuru Türk Birliği ve gücüne bağlıdır.
Türk’ün boyun eğdirildiği bir dünyada insanlık yerlerde sürünüyor demektir.
…
Henüz bıyığı terlememiş fidanlar can atar, vatana can vermek için,
En yüce sevgili uğrunda kan verir, ona can kazandırmak için,
Çünkü;
Korkunun zirvesinde vatansızlık,
Sevginin zirvesinde de vatan vardır,
Bu sevgi aynı zamanda îmandandır.
Haykırır bu gerçeği yurtseverler:
Başka bir aşk istemez, aşkınla çarpar kalbimiz!
Ey vatan! Gözyaşların dinsin, yetiştik çünkü biz!
Gül ki sen, neş’enle gülsün ay, güneş, toprak, deniz!
Ey vatan! Gözyaşların dinsin, yetiştik çünkü biz!...
“Bir milletin bahtını, adam yetiştirmeye adanmış ömürler belirler.”(Torlakon öğretisi)