KENE İLE MÜCÂDELE
Sağlık Bakanlığı Kırım Kongo Kanamalı Ateşi (KKKA) Bilim Kurulu üyesi Prof. Dr. Zati Vatansever, hastalıkla mücadele amacıyla büyük şehirlerde park ve bahçelerin ilaçlanması ve kanatlı hayvan beslenmesi gibi yanlış uygulamalar yapıldığını bildirdi.
Uzmanlık alanı keneler ve kenelerle bulaşan hastalıklar olan Kars Kafkas Üniversitesi Veteriner Fakültesi Parazitoloji Ana Bilim Dalı öğretim üyesi Prof. Dr. Vatansever, KKKA hastalığıyla mücadelede yanlış uygulamalara dikkati çekti.
Vatansever, sadece insanlarda görülen Kırım Kongo Kanamalı Ateşi'nin, “Hyalomma” cinsindeki kenelerle taşınan bir virüsün meydana getirdiği, ülkede yüzde 5 ölüm oranı ile seyreden bir hastalık olduğunu belirtti.
Türkiye'de hastalığın “Hyalomma marginatum” adındaki kenenin çok yoğun olarak bulunduğu Karadeniz dağlarının güneyi ile İç Anadolu platosunun kuzeyini içine alan, Artvin ile Bolu arasında uzanan bir hat üzerinde yoğunlaştığını anlatan Vatansever, hastalığı insanlara bulaştıran kenenin yaban hayatına bağımlı olduğunu söyledi.
TARLADA ÇALIŞAN İNSANLARIN HASTALIĞI
Bu kenelerin özellikle tavşan, kirpi gibi küçük yaban hayvanları, keklik ve karga gibi yerden beslenen kuşlar ile sığırlar başta olmak üzere çiftlik hayvanlarının aynı yaşam alanlarını paylaştığı, parçalı arazi yapısına sahip alanlarda bulunduğunu ifade eden Vatansever, şu bilgiyi verdi:
“Bu nedenle KKKA hastalığı kırsal alanlarda görülür, büyük ilçe veya şehirlerde görülmez. Kısacası bu hastalık köylerde yaşayan, tarlada çalışan insanların hastalığıdır. Ülkemize hastalık insanlara genellikle ya kenenin kan emmesi ya da hayvanlar üzerindeki kenelerin çıplak el ile koparıp ezilmesi sonucunda bulaşır.”
KKKA hastalığından korunmanın başlıca yolunun insan-kene temasını kesmekten geçtiğini vurgulayan Vatansever, bunun için kişisel korunma yollarının bilinmesi ve çok iyi uygulanması gerektiğini bildirdi.
KENE SAYISINI AZALTMAK
Özellikle tarlada çalışan çiftçilerin günlük çalışmaları sırasında paçalarını çoraplarının içine sokarak kenelerin ciltlerine ulaşabileceği açıklıkları kapatmalarının büyük önem taşıdığını belirten Vatansever, şu önerileri dile getirdi:
“Yine günlük etkinlikleri sırasında sık sık kene kontrolü yapmaları, eve dönüşte ise elbiselerini tamamen çıkarıp tam vücut muayenesi yapmaları, varsa tutunmuş keneleri zaman geçirmeden hemen çıkarmaları gerekir. Bunun yanında, özellikle hayvancılıkla uğraşan kişilerin hayvanları üzerindeki keneleri el ile temizleme alışkanlıklarından vazgeçmeleri çok önemlidir. Tüm bu basit işlemlerin uygulanması durumunda Kırım-Kongo Kanamalı Ateşi hastalığı görünmez hale gelecektir.”
Kişisel korunma yollarına ek olarak artan Hyalomma marginatum sayısını azaltmanın da hastalığın kontrolünde çok büyük önem taşıdığını bildiren Vatansever, “Bunu yapmanın en kolay ve etkili yolu çiftlik hayvanlarının, özellikle de sığırların yaz boyunca düzenli aralıklarla et ve sütte kalıntı sorunu olmayan kene öldürücü ilaçlarla ilaçlanmasıdır. Böylece özellikle dişi kenelerin üreme imkanı ortadan kaldırılarak takip eden yıldaki kene sayısının azalması sağlanacaktır” diye konuştu.
PARKLARI İLAÇLAMAK
Her yıl olduğu gibi bu yıl da kene ve KKKA vakalarının ortaya çıkmasıyla bu konuda uzman olmayan kişiler tarafından çeşitli görüşler ileri sürülmeye başlandığına işaret eden Vatansever, şu değerlendirmelerde bulundu:
“Büyük şehirlerde hastalığı taşıyan kenelerle hiçbir ilgisi olmayan parklar ve yeşil alanlar ilaçlanmakta ve bu da 'Kırım-Kongo Kanamalı Ateşi hastalığına karşı mücadele' olarak gösterilmekte. Oysa parklarda bulunanlar zaman zaman insanları da tutan kene köpek kenesi olup, yine belediyelerin personel ayırmak istemedikleri veteriner hizmetlerinin eksikliği nedeniyle ortaya çıkan kontrolsüz sokak köpeği popülasyonundan kaynaklanmaktadır.
Kişisel korunma önlemlerinin en önemlilerinden olan 'paçaların çorap içine sokulması' uygulaması ise istismar edilmektedir. Bu uygulamayı alaycı ifadelerle eleştirenlerin riskli bölgelerdeki herhangi bir tarlada birkaç saat geçirdikten sonra fikirlerinin ne olacağını çok merak ediyorum.”
'BU İŞLEM KENEYİ ARTIRIR'
Birçok uzmanın ısrarla kenelere karşı keklik veya beç tavuğu kullanılmasını savunduğunu hatırlatan Vatansever, “Oysa ki bu tip yerden beslenen kanatlılar KKKA hastalığının taşıyıcısı olan Hyalomma marginatum'un yavrularının beslenmesi için ihtiyaç duyduğu konaklardır. Yani keklik ve beç tavuğu kene sayısını azaltmak bir yana artışına bile neden olabilir”(*) diye konuştu.
Basında sıklıkla yer alan “keneyi kendi çıkarttı, hastalandı” şeklindeki haberlerin de insanları korkuttuğunu ve bilimsel olmadığını ifade eden Prof. Dr. Vatansever, “Kenenin kimin tarafından çıkarıldığının önemi yoktur. Kenenin ne zaman çıkarıldığı önemlidir. Kene kan emdiği sürece daha fazla virüsü kana enjekte etmeye devam eder. Dolayısıyla olabildiğince erken çıkarılması önemlidir” dedi.
Bu sırada kenenin başının deri içinde kalmasının herhangi bir riski olmadığını ifade eden Vatansever, “Bu ağaç kıymığı gibi değerlendirilip daha sonra çıkartılabilir” dedi.
(Kaynak: AA)
(*) Bu durum kesinlikle doğru bile olsa, geçmiş yıllarda kümes hayvanları ve evcil güvercinlerin vahşîce telef edilmelerinde olduğu gibi, keklik benzeri yabanıl türlerin telefâtına kapı aralayıp nesillerini de tehlikeye atacağı için uygulanabilir değildir. Tedbirler, doğal hayâtı da koruyacak şekilde alınmalıdır.(Torlakon)
"Hyalomma marginatum rufipes" kenesi