Bu Yurdun Size İhtiyacı Var
(Bu olay basına yansımamıştır. İhanet, cinayet ve vahşetlerin artmasındaki en büyük sorumluluk, îdam cezasının kaldırılmasında imzası olanlarındır. Bu cezayı kaldıran şempanzelerin, meclisin bahçesindeki ağaçlarda sallandırıldıklarını görebilmek dileğiyle…)
***
Bir Yörüğün çocuğu olarak yayladaki karaçadırda gelmiştin dünyaya.
Hiç haram lokma geçmemişti ananın atanın boğazından.
Onca mahrûmiyet içinde seni yetiştirmiş olsa da
Hep helâl süt vermişti çileli garip anacığın
Yememiş yedirmiş
Giymemiş giydirmiş
Vatanına milletine ve insanlığa
Faydalı bir evlat olmanı istemişti.
Kendisi ilkokul önlüğü giymeye hasret kaldığı için
Senin okuma yazmayı öğreten biri olmanı yürekten dilemişti…
***
Karaçadırda hazırlandın sınavlara.
Çile sarmalında çabalayıp öğretmen oldun.
Yurdumuz ve insanımız için yüksek ülkülerle doluydun.
Hiç fark etmezdi vatanın doğusu batısı, varlık veya mahrûmiyet bölgesi.
Ve ilk görev yeri olarak koşa koşa gittin Van şehrimize.
Oldun olalı da zaten
Yaylalarda Türkülerini çığırarak büyüdüğün Ercişli Emrah’ın hayranıydın.
Vatanımız için güzel günlerin hayallerini hasretle görürdün
Sınıfında kırlangıç yavruları gibi sıralanan öğrencilerinin
Billur gibi parıldayan gözlerinde…
***
Her zamanki gibi okuluna koşturduğun günün birinde
Kaldırıma atılıp çiğnenmiş bir bayrak gördün
Elbette ki onu yerden alıp kaldıracaktın
Çünkü o bizim namusumuzdu
Kanlarımızla boyanmıştı
Ve bu vatan toprağında en fazla
Türk’ün kanı teri ve gözyaşı vardı…
“İnsanlığın yüzakı Türk milletine düşman olan ya apaçık kâfirdir ya da sahte müslümandır veya bunlara itlik ediyordur, dördüncüsü olamaz.”(Torlakon öğretisi)
***
Bayrağı yerden alır almaz saldırdı kuduz itler
Çünkü bu önceden tasarlanmış bir tuzaktı
Sırtlanların yalnız aslana saldırdıkları gibi çullandılar
İşte bu çukur ve iğrenç yaratıklar
Soykırıma uğratıldıklarını zırlayıp duran
Taşnak çetelerinin torunlarıydı
Onlara aslında hiçbirşey olmamış
Kürt kılığında aramızda dolaşıp durmuşlardı
“Türklerden toprak, kürtlerden de kan alacağımız var”
Deyip duruyorlardı Türkiye dışında yaşayanları.
Gün onların günüydü artık;
İpten kazıktan kopmuşlar, gemi azıya adamakıllı almışlar,
Mayın tarlasına sürülecek eşek olarak gördükleri kürtleri
Türklerin üzerine sürerek iç savaş çıkartacaklar;
Siyonizmin sigortası olan Birleşmiş milletlerin işgâliyle de
Büyük ermenistana beleşçe kavuşacaklardı.
Zaten bu dünyada aptala acıyan hiç kimse yoktu
“Aklını güzelce kullanmayanların üzerine pislik yağdırırız.” buyuruyordu yüce Tanrı.
Ve her uyanık,
Sırtından geçineceği bir enayi,
Mayın tarlasına süreceği veya sırtına semer vuracağı bir eşek arıyordu…
Çapsız yöneticiler elinde bir yandan devletimiz madara ediliyor,
Vatanın pırıl pırıl Koçyiğitleri de öte yandan
Kıçı çakıldaklı bitli itlerin ortasına, yalnızlığa ve çaresizliğe itiliyordu…
***
Ve seni tekmeleye tekmeleye linç etmek istediler,
Öldü diye de bırakıp gittiler.
Etrafta ise “Bırakın onu!” diyecek bir Allah’ın kulu yoktu.
Sanki 95 yıl öncesinin Van’ındaki ermeni çeteleri,
Askersiz ve silahsız insanımıza kalleşçe saldırıyordu…
Uzun süre kaldırımda kanlar içinde kaldıktan sonra kendine gelip,
Taşlandığı Taif’ten dönerken “Onlar bilmiyorlar” deyip beddua etmeyen yüce peygamberimiz gibi mahzunca evine dönüyordun.
Hayatta kalmış olman bir mucizeydi.
Vücudunun çoğu kemikleri kırıktı ve zorlukla nefes alıyordun.
Komaya girdin ve uzun süre yoğun bakımda kaldın.
Ayağa kalkar kalkmaz da okuluna yöneldin.
Çünkü onlarca çift göz, sevgili öğretmenlerinin yolunu gözlüyordu…
***
“Gidin buradan!” diyen ermeni artıklarına inat,
Onca tehdit ve saldırılara rağmen direttin,
Vatan toprağını kâfir itlerine terk etmedin,
Mâsum yavruları aydınlatmaya devam ettin,
Ettiniz…
Onlarca fedakâr vatan evladıyla birlikte omuz omuza vererek.
Kâfirlerin itleri tarafından kaçırılmamak veya katledilmemek için de
Her zaman birlikte hareket ettiniz…
Ve bir haftasonu
Kulları akıllandırmak ve birliği oluşturmak için tanrısal bir îkaz geldi,
Gün ortasında, 7 nokta 2 şiddetinde.
Durum bambaşka olurdu gece yarısında gelse…
Doğru yollarında birlikte şehit düştü gül yüzlü öğretmenlerimiz.
Onlar ki binbir güçlükle ve nice hayallerle okuyup oralara gelmişlerdi.
Sanki onlar omuzladı vatanımızdaki beyinsizlerin cezasını…
***
Duydum ki;
Daha göreceğin günler varmış,
Daha yetiştirmeni bekleyen canlar varmış,
Sen, eşin ve karnındaki bebek kapıdan çıkana dek
Eviniz yıkılmayı ertelemiş.
Hiçbir eşyanızı kurtaramasanız da,
Sizler sağsınız ya!
Yeter ki beyninizdeki kitaplar enkaz altında kalmasın!
Aman kendinize çokça dikkât edin!
Lağım farelerinin hızla çoğaldığı günümüzde,
Siz güzel insanlar bu cennet vatan için çokça değerlisiniz!...
“Bir milletin bahtını, adam yetiştirmeye adanmış ömürler belirler.”(Torlakon öğretisi)
“Türk ülkesi, Türk aklı ve kanunlarıyla yönetilmelidir. Onun bunun kanunlarıyla yönetilen bir ülkede, onun bunun adamları da çoğalır, çocukları da… Ve o ülkeyi bekleyen kaçınılmaz sonuç ‘Onun Bunun Ülkesi’ olmak ve onun bunun çocukları tarafından yönetilmektir.”(Filozof Torlakon)
“Kendi aklına hâkim olamayanlar, başkalarının aklına mahkûm olurlar. Kendi gerçeklerini haykıramayanlar, başkalarının iftirâlarında boğulurlar. Kendi yurduna sahip çıkamayanlar; Vatan! Bayrak! Namus! diye ağlar dururlar.”(Torlakon öğretisi)