TRT HABER’deydim …
Emeklediği zamanı hatırlayan birisi olarak, hayâtımda hak ettiğim ilk ve son dayağı 4,5 yaşındayken yedim. Yüzdeyüz haksız olduğum için, diyebileceğim hiçbir şey yoktu özür dilemekten başka. Aklına uyduğum için suçlu duruma düşürüldüğüm 7 yaşındaki arkadaşım tarafından satılmış, hak sahibi 9 yaşındaki arkadaşa dövdürülmüştüm. Beni satanı ele verseydim, dayağı benim yerime o yiyebilirdi. Fakat ben ne alım satım bilirim, ne de tüccarlıktan anlarım… Fakat bu olay bana “Kendi aklına hâkim olamayanlar, başkalarının aklına mahkûm olurlar.” dersini öğretti ve o satıcı düzenbazla da bir daha hiç konuşmadım…(Dolaşa dolaşa bizim köyü bulmuş 15 yıl kadar sonra. Ben evrenkent eğitimindeydim, göremedim. Rezil bir yaşantının içine düşmüş, utanılacak hâldeymiş. Düştüğü hâle üzüldüm…)
Öğretmenlerim dışında, hak etmeyerek 3 kişiden dayak yedim.
Birisi suratıma iki yumruk atmıştı, intihar etti.
Diğeri yüzüme bir tokat vurmuştu, tırafik kazasında gitti.
Öbürküsü sırtıma iki sopa çarpmıştı, anlayamadık; kâlpten mi yoksa gümbürtüye mi gittiğini. Ölümünden 8-10 gün sonra bulunmuştu şişip kokmuş cesedi…
Olaylar kısa süre içinde meydana gelmiş olsa da “tesâdüf olmuş” deyip geçmek gerekirdi. Fakat ben, deyip geçemedim ve bana yapılan haksızlık yüzünden olduğunu düşündüm…
İlk ikisine çok üzüldüm. Keşke… dedim. Keşke bağırıp çağırsaydım, sövüp saymış olsaydım. En azından, ufak bir karşılık filan verseydim de ÖDEŞSEYDİK. Sonuç buraya varmasaydı…
Üçüncüsüne ise hiç üzülmedim. Zâten hem dövüş ustası hem de elinde dolu tüfek olup da o sopayı yiyişimde bir anormâllik vardı. Çok ağır bir sınavdan geçirildiğim âşikârdı… Yanımda bulunan arkadaşımı 8-10 köpeğin saldırısından korumaya çalışıyorken, köpeklerin sahibi saldırıp vurmuştu sopayı. Arkadaşım kısa süre önce ağır bir kâlp ameliyatı geçirdiği(göğüs kafesi açıldığı) için zaten heyecâna gelemiyordu ve koşup kaçabilmesi de hiç mümkün değildi… Benim hakkım başkalarında kalabilir, fakat, hiç kimsenin hakkı bende kalmasın istedim… Zâten eceli gelmiş olan birine, bir anlık öfkeyle tetiği çekmiş olsaydım, hayâtımın yönü zindana çevrilecekti. Ben sâdece, boyun bükmeyi tercih ettim(hep yaptığım gibi)…
Bütün bunlar 18 yaş öncesi yaşadıklarımdı. Zâten o zamandan bugüne kadar hiçbir kavgaya da karışmadım, fırsat da vermedim…
Fakat ömrümün seyri kazâlarla, hastalıklarla, zorluklarla, haksızlıklarla, akılsızlıklarla boğuşmakla geçti…
Baştan sona sıradışı olaylarla dolu bir hayâtın, tek bir bölümde özetlenmeye çalışılması elbette ki çok zor.(Hayat dizimizi de izleyebilmek dileğiyle…)
Nasıl bir tablo çıktığını ben de merak ediyorum.
Hep birlikte izleyelim bakalım…
TRT HABER 06 Ağustos 2011 Cumartesi Saat: 14.30