Sarıkeçili Yörükleri Çadır Kuracak Yer Bulamıyor
Merkezi Konya'da bulunan Sarıkeçililer Yardımlaşma ve Dayanışma Derneği Başkanı Pervin Çoban Savran, uzun yıllardır konar göçer bir yaşam tarzını benimsemiş olan Sarıkeçili Yörüklerinin, yerleşik hayata geçmeye zorlandıklarını, bunun olması halinde bin yıllık bir kültürün tarih olacağını söyledi.
Savran, yaz aylarında Konya ve Karaman illerinin dağlarında, kış mevsiminde ise Mersin yöresinin sahillerini yurt tutan Sarıkeçili Yörüklerinin, baskılar nedeniyle bazı yaylalarda çadır kuracak alanlar bulamadığı kaydetti.
Türkiye'de 287 çadır, 3 bine yakın nüfuslarının olduğunu belirten Savran, kış aylarında Mersin'in Bozyazı, Aydıncık, Anamur, Gülnar, Silifke, Kızkalesi gibi sahil kesimlerinde dağlık bölgelerde kurulan çadırlarda konakladıklarını belirterek, "Orman sorun olduğu için genellikle dağlık kesimlerde kalıyoruz. En kalabalık nüfus Aydıncık bölgesindedir. Burada Yörüklere karşı daha fazla bir hoşgörü söz konusu olduğundan, yaşayan nüfusumuz fazladır" dedi.
KONAR-GÖÇER HAYAT, YAŞAM TARZLARI
İlkbahar mevsimi ile birlikte göç etmeye başladıkları Konya ve Karaman illerinde yaylalarda konakladıklarını belirten Savran, Alanya'ya 60 kilometre mesafedeki yaylalarda otlakiye bedeli ödeyerek geçici konaklamalar yaptıklarını, Ermenek Başyayla ve Bozkır dağlarında çadır kurarak yaşam sürdüklerini söyledi.
Yakın zamana kadar Beyşehir bölgesinin yaylalarına da yaz döneminde geldiklerini, ancak son zamanlarda izin verilmediği için bu yöreye gelemediklerinden yakınan Savran, uygulanan baskı sonucu geçmişte çadır kurdukları yaylalarda kalmalarına artık müsaade edilmediğini ileri sürdü.
Yörüklerinin bazılarının izin verilmeyen yaylalara kaçak olarak geldiğini, ancak şikayet olması halinde geriye dönüş yaptığını da vurgulayan Savran, Konya merkeze yakın Yatağanlı mevkisinde, Seydişehir'de Gevrekli, Bostandere, İncesu yaylaları ile Kesecik'in Karacaören, Akören Kayasu, Ahırlı ilçelerindeki yaylalarda ise yaz mevsiminde kalıp daha serince olan mekanlarda yaz dönemini geçirebildiklerini söyledi.
YÖRÜKLER ORMAN DOSTUDUR
Yörüklerin iddia edenlerin aksine orman ve doğanın dostu ve gönüllü bekçileri olduğunu vurgulayan Savran, "Bazı bölgelerde orman yangınlarının mümessili gibi gösterilen Yörüklere çok büyük haksızlık edildiğinin farkında değiller. Bugüne kadar, varsa bir bilimsel açıklama, done varsa ellerinde buyursun bizimle de paylaşsınlar. Bana desinler ki, bir tane Yörük bununla ilgili mahkemelik olmuş, ya da bir Yörük ormanda ağaç ya da dal kesmiş. Bunu diyemezler. Bunları biz her fırsatta bilimsel ve resmi olarak dile getiriyoruz. Devletimizden çok fazla bir isteğimiz yok, ama beklentilerimiz biz de devletimize vergimizi ödeyelim ve gelişmiş ormanlarda gönüllü bekçiliğimize devam edip, hayvancılığımızı da sürdürmektir.
Biz vergimizi verelim, gelişmiş ormanlar bize tahsis edilsin. Bir de bu göçebe hayat nedeniyle, çocuklarımız eğitimden kopuyor, sağlık yönünden sıkıntılarımız oluyor. Ayrıca, sağlığımız için bize bir cankurtaran(ambulans) tahsis edilmesini istiyoruz. Bunun için biz gerekirse Bağ-Kurlu, sigortalı olalım, devletimize ödemelerimizi yapalım. Biz artık gayri resmi ödemeler yapmaktan bıktık. Herkes deyim yerindeyse bizden haraç alıyor. Yasal olmamasına rağmen bazı yerlerde otlakiye bedeli altında paralar talep ediliyor.
Yani toprak bastı parası ödüyoruz. Biz bunu devletimize ödemiş olalım, bu ülkenin insanları olarak devletimizle yıllardır olduğu gibi barışık bir yaşam sürmek istiyoruz. Bizim için özel bir yasa çıkartılmış olsa, buna dahil olsak. Biz bu ormanları beklemek durumundayız. Niye, bizim olmadığımız yerde yangın çıkıyor. Bu konudaki taleplerimizi TBMM Başkanına, Başbakanımıza ve Cumhurbaşkanımıza da aktardık. Bu konuda, Kültür ve Turizm Bakanlığı bugüne kadar duyarlı bir çalışma sergiledi. Ve alan çalışması başlatıldı, bugüne kadar hiç olmayan. Sarıkeçililer'in kültürünün araştırılması adı altında bir çalışma oldu" diye konuştu.
HER YIL 800 KİLOMETRE YOL KATEDİYORLAR
Sarıkeçili Yörüklerinin her yıl yaz aylarında gidiş ve geliş olmak üzere 800-900 kilometrelik bir yol katettiğini, bu göçün 45 ile 60 gün arasında değiştiğini vurgulayan Savran, "Hava durumuna göre Nisan ayı başlarında çıkıyoruz, bazen bu ayın ortası olabiliyor, yani biz hava durumuna ve hayvanlarımıza göre hareket ederiz. Her zaman hayvan ve doğa bizim için ön plandadır.
Mayıs sonu ile Haziran ayı başında ise yaz döneminde konaklayacağımız yaylalara gelmiş oluruz. Dönüş yolculuğu ise yine hava durumuna göre Eylül ayının ortalarından itibaren başlar. Geceleri hava aşırı serinledi ise, hayvanlarımız artık buralarda durmak istemez ise biz buna göre yavaş yavaş geriye göç etmeye başlarız" şeklinde konuştu.
İHA / ALİ RIZA ÖNSES
Sarıkeçili Yörük yayla yolunda.
Mersin Sarıkeçili bir Yörük ailesi.