İstanbul'da, son 6 ay içinde 3 Çeçen liderin öldürülmesi MİT'i de harekete geçirdi. Suikastlerde Rus istihbaratının parmağı araştırılıyor...
Önceki gün Zeytinburnu Gökalp Mahallesi'ndeki evine giderken apartmanın kapısında bir tetikçi tarafından öldürülen Ali Osaev, Çeçenistan'da Ruslara karşı savaşan üst düzey komutanlardan biriydi. 1994-96 arasında süren ilk savaş ile 1999-2003'teki ikinci savaşta da Ruslara karşı savaşan Osaev, 2003'te eşi çocuklarıyla Türkiye'ye gelmişti. Türkiye'de mülteci statüsünde bulunan Osaev, Çeçenistan'da Ruslara karşı savaşan direnişçilerin şu anki lideri Doku Ömerov'un özel temsilcisi olarak çalışıyordu. Öldürüldüğü gün abdest aldıktan sonra arkadaşlarına, "İçimde bir ürperti var" diyen Osaev'e arkadaşlarının, "Öldürülmekten mi korkuyorsun?" diye sordukları, Osaev'in de, "Hayır, asla. Öldürülmekten korkmam" dediği öğrenildi. 5 çocuk babası olan Osaev, arkadaşlarıyla sohbeti bittikten sonra evine giderken arkasından kendisini takip eden uzun saçlı biri (Tanınmamak için peruk taktığı iddia ediliyor) tarafından öldürüldü. Osaev, apartmanın merdivenlerini çıkarken arkasındaki tetikçinin silahına mermi sürdüğünü hissedince dönüp baktığında yüzüne aldığı 4 kurşunla yaşamını yitirdi.
Osaev'in öldürülme biçimi ile Çeçen Albay Gazhi Edilsultanov ile İslam Canibekov cinayetleri arasındaki benzerlik dikkat çekti. Geçtiğimiz Eylül ayında öldürülen Gazhi Edilsultanov ile Aralık ayında öldürülen İslam Canibekov da tıpkı Ali Osaev gibi evlerinin önünde, eve girmeye çalışırken kendilerini takip eden tetikçiler tarafından öldürülmüştü. Osaev'in yakın bir arkadaşı VATAN'a yaptığı açıklamada şunları söyledi: "İstanbul'da işlenen bu 3 cinayet ile Avrupa ve Katar'da işlenen cinayetlerin tümü aynı yöntemle yapıldı. Hedef seçilen kişiler evlerine dönerlerken, yalnız oldukları bir anda arkadan yaklaşan profesyonel kişiler tarafından öldürülüyor. Kullanılan silahlar ve eylemin işleniş yöntemi Rus Gizli Servisi'ni işaret ediyor. Kaldı ki Rusya Lideri A. Putin, Çeçenistan dışındaki direniş yanlısı Çeçenlerin öldürülmesi için inanılmaz bir bütçe ayırmıştı. Bu iş için de binlerce ajanı görevlendirdiği bilgisi basına yansıdı. Bunu bütün dünya okudu. Putin'in bu planı basına sızdıktan sonra art arda cinayetler işlendi"
Özel birim bakacak
Son cinayetin ardından önceki gün İstanbul Emniyeti'nde özel bir birim oluşturulmuştu. Terör, Asayiş ve İstihbarat birimlerinde görevli özel bir ekipten oluşturulan bu birim Ali Osaev, Albay Gazhi Edilsultanov ile İslam Canibekov'un dosyalarını mercek altına almıştı. Emniyetteki bu birim çalışmaları sürdürürken dün MİT'ten de özel bir ekip İstanbul Emniyet Müdürlüğü'ne gelerek her 3 cinayete ilişkin detaylı bir dosyayı aldı. Cinayetlerde benzer yöntemlerin kullanılması ve kullanılan silahların kimliği akıllara Rus Gizli Servisi FSP'yi akıllara getirmişti. MİT'in de son derece profesyonel bir şekilde işlenmiş bu cinayetlerdeki FSP şüphesi üzerine harekete geçtiği öğrenildi.
Sınır dışı edilebilirler
Bu arada polis İstanbul'da kalan Çeçenleri mercek altına aldı. Yapılan incelemelerde Çeçenlerin İçişleri Bakanlığı'nın özel izni ile İstanbul'da kaldıkları tespit edildi. İstanbul'da bu izinle yaklaşık 500 Çeçen'in kaldığı ortaya çıktı. İstanbul'da benzer cinayetlerin bir daha yaşanmaması için sorun çıkarabilecek ya da hedef teşkil edecek çeçen komutanların sınır dışı edilebileceği ifade edildi.
ÇEÇEN LİDER TOPRAĞA VERİLDİ
Cinayetin ardından otopsi için Adli Tıp Kurumu'na kaldırılan Osaev'in cesedi, dün yakınları tarafından alındıktan sonra Fatih Camii'ne getirildi. Burada ikindi namazının ardından cenaze namazı kılınan Osaev, Zeytinburnu Silivrikapı Mezarlığı'nda defnedildi. Cenaze törenine çok sayıda Çeçen katıldı.
KAMPTAKİLER DIŞARI ÇIKMAYA KORKUYOR
Ali Osaev'in öldürülmesi, Kadıköy'deki Çeçen mültecilerin yaşadığı kampta korku ve gerginlik yarattı. İsmini vermeyen bir Çeçen mülteci, "Bu cinayetleri gazetelerde okuduktan sonra kampımızda gerginlik artıyor. Biz de dışarı çıkmak istemiyoruz. Sıranın bizlere geldiğinden korkuyoruz" dedi.
İstanbul'da son 5 ayda 3 Çeçen'in, aynı silahla ve benzer şekilde öldürülmesinin "Rus" işi olduğu iddia edildi. İlk Çeçen cinayeti eylül ayında Başakşehir'de işlendi. Ruslara karşı 'albay' rütbesiyle savaşan Gazhi Edilsultanov boş bir arazide kafasından vurularak öldürülmüş bulundu. Aralık ayında da Ümraniye'de Çeçen komutanlardan İslam Canibekov, eşi ve çocuklarının gözleri önünde öldürüldü. Son Çeçen cinayeti ise geçtiğimiz perşembe gecesi Zeytinburnu'nda yaşandı.
Çeçen komutalardan Ali Osaev gece yarısı evine girdiği sırada, mavi bir BMW'den inen kişiler tarafından kıstırıldı. Osaev'in kafasına bir, vücuduna da 2 el ateş eden saldırganlar yine aynı araca binerek kaçtı. Plakası alınamayan aracı polis bütün gece aradı ama, aramalar sonuçsuz kaldı. Olay yeri inceleme ekipleri Ali Osaev'in cesedinin yanında üç boş kovan buldu. Yerde bulunan kovanların 7.62 çapında Kalaşnikof silaha ait mermi olduğu belirlendi. Polis 3 cinayetin de aynı silahla işlendiğini belirledi.
'KUKLA YÖNETİMİN PARMAĞI'
Kafkas Vakfı Kurucular Kurulu Başkanı Mehdi Nüzhet Çetinbaş, SABAH'a yaptığı açıklamada Ali Osaev'in, Kadırov ile Ruslara karşı direniş gösteren, mücahitlerin başkanı Dukka Umarov'un en yakın elemanlarından birisi olduğunu söyledi. Dukko Umarov'un, Çeçenistan direnişinin önderlerinden Cevher Dudayev, Ahsan Masadov, Abdulhalim Saydullahev'in yerine geçen kişi olduğunu ifade eden Çetinbaş, öldürülen Çeçenlerin, Çeçen toplumu içerisinde sözü dinlenen, Çeçen direnişinde yer alan insanlar olduğunu kaydetti. Çetinbaş, "Bu insanlar halen Çeçen direnişinde yer alan mevcut yönetimi tasvip etmeyen muhalif olan insanlardır.
Çeçen Albay Gazhi Edilsultanov, Çeçenistan direnişinde cephede ön saflarda savaşmış, başarılar göstermiş bir insandır. İslam Canibekov da cephede yeralmış ağır yaralanmış, halen bu mücadelesini sürdüren bir insandı. Bu nedenle şehit edilmiştir" dedi. Çetinbaş, şu iddiaları öne sürdü: "Cinayetlerde kullanılan silahlar susturucu, kullanılan mermiler de Türkiye'de bulunmayan küçük Kalaşnikof mermilerdir.
Ali Osaev cinayeti de diğer cinayetlerin birer fotokopisi gibidir. Bu cinayetlerin Çeçenlerin kendi iç çekişmesiyle izah edilmesi çok zor. Çünkü burada Çeçenlerin ne iç çekişmesi olacak ki. Bu cinayetlerin arkasında, Rus İstihbarat Örgütü FSB ve Putin'le işbirliği yapan Çeçenistan'daki yönetimin cumhurbaşkanı konumundaki kukla Ramazan Kadırov vardır."
Çeçen liderler birer birer öldürüldü
Sovyet Sosyalist Cumhuriyetler Birliği'nin dağılmasından sonra Çeçenistan'da Ekim 1991'de gerçekleştirilen seçimlerde bağımsızlık yanlısı Cevher Dudayev başa geldi. Çeçen muhalifler 18 Kasım 1994'te hükümet birlikleriyle çatışmaya başladı. Rusya Devlet Başkanı Boris Yeltsin, 29 Kasım 1994'te bir ültimatom vererek çarpışan taraflardan 48 saat içinde silahlarını bırakmalarını istedi. 3 Aralık 1994'te Rus uçakları Grozni'deki başkanlık sarayını bombaladılar. Böylece soğuk savaşın ardından aslında kökeni 400 yıl öncesine dayanan Çeçen-Rus savaşı başlamış oldu. 1994 yılında başlayan halen devam eden Çeçen-Rus savaşı sırasında 200 bini çocuk, kadın ve yaşlılar olmak üzere 260 bin Çeçen'in öldüğü tahmin ediliyor.
Kaynak: Ajanslar
Kavkaz Center