Açılış Sayfam Yap   Sık Kullanılanlara Ekle   

   Anasayfa          Künye          Yazar Girişi         Sitene Ekle         Arşiv
 
TORLAKONDAN - KAVGANIN ORTASINDA DÜŞÜNÜLMEZ... (Torlakon öğretisi) - TÜRK FİLOZOF TORLAKON
   
 KAVGANIN ORTASINDA DÜŞÜNÜLMEZ... (Torlakon öğretisi)

KAVGANIN ORTASINDA DÜŞÜNÜLMEZ... (Torlakon öğretisi)
 Yazı Boyutu

 Tarih : 31.01.2009 - 14:37:57


TÜRKİYE CUMHURİYETİ BAŞBAKANInın Davosta gösterdiği hafif kıpırdanma, küfür dünyasında Ortadoğuda uyuttuğumuz arslan acaba uyanıyor mu? endişelerine yol açarken, İslam dünyasında da Acaba önderimizi buluyor muyuz? umutlarını doğurmuştur. Bu eski yazı

 

      "KAVGANIN ORTASINDA DÜŞÜNÜLMEZ!..." (Torlakon öğretisi)

(TÜRKİYE CUMHURİYETİ BAŞBAKANI’nın Davos’ta gösterdiği hafif kıpırdanma, küfür dünyasında “Ortadoğu'da uyuttuğumuz arslan acaba uyanıyor mu?” endişelerine yol açarken, İslam dünyasında da “Acaba önderimizi buluyor muyuz?” umutlarını doğurmuştur. Eski tarihli bu yazı konuya kılavuz tavsiyeleri içermektedir.)
 
 "Tam da senlik bir eğlence var!" dedi; ziyaretine gittiğim arkadaş.
İlgi alanı çok geniş olan benim gibi biri için bu nasıl bir eğlenceydi acaba?...
Hayat felsefemin "Sev-sevil, say-sayıl, dost kazan!" telkini gereği, her kesimden bireyle dostluk kurmaya çalışırdım.
Siyasi saplantılarım yoktu fakat hiçbir zaman vazgeçemeyeceğim insani saplantılarım vardı.
Önyargıyı yargılayıp mahkum etmiş ve af çıkaranın da “katil” olacağını dört bir yana haykırmıştım.
Ziyaretine gittiğim arkadaşın içinde bulunduğu siyasi örgütlenme, benim gibi birinden nefret eder ve fırsatını bulursa da çiğ çiğ yerdi.

Beni çok seven bu arkadaşımın; "Temizdir ve çok iyi bir antiemperyalisttir." diyerek kefil olması sayesinde onu ziyaret edebiliyordum.

Yerden göğe kadar haklıydı arkadaşım. O tarihlerde adamakıllı da temiz(?) sayılırdım.
Çiçeği burnunda bir gerilla teorisyeni olarak her gün buz gibi suyun altında idman yapıyordum.
Uygun olmayan ortamlarda da tuvaletteki musluk suyuyla duşumu alıp kendimi üşütüyor ve dayanım kazanmaya çalışıyordum.
Aslında beni buna sürükleyen gerçek sebep de, ilk geçirdiğim hastalığın, soğuktan donma sonucu olmasıydı.
Emperyalizmin her türlüsüne şiddetle karşı olduğum da kesinlikle doğruydu.
Ülkenin oniki Eylül darbesine doğru dörtnala yol aldığı netameli günlerden biriydi.
Böyle bir günde, bir örgütün yuvalandığı yerde "Tam da benlik olan bir eğlence" tiyatro filan mıydı acaba?...
Çok geniş bir bodrum kata indik. Burası koca şehrin göbeğinde etrafa ses yansıtmayacak bir eğitim yeriydi ve etrafta eğlenceyi çağrıştıracak her hangi bir şey de görülmüyordu.

Boynunda hakem düdüğü taşıyan birisi ortaya geldi ve kalabalığı alana konuşlandırdıktan sonra derslere başladı;
"Üniversite salonunda duran sandalye, bir tekme darbesiyle nasıl sopaya çevrilir?"
"Koridorlarda saldırı ve kaçışlarda izlenecek yollar nasıl olmalıdır?"
"Sokak kavgalarında karşılaşılabilecek kelek durumlara karşı hareket tarzı ve iz kaybetme?"
"Bir yandan adam döverken, öte yandan da (İMDAT POLİİİS!...) diye bağırmanın ehemmiyeti?"
"-Yoldaş- polislerle dayanışma içinde, diğer polislerin darp edilip silahlarının alınması?"
Vs. vs...
Ardından, cesaret ve dayanım artırmaya yönelik kavga eğitimine geçildi.
Önce üçerli gruplar oluşturup bir düdük sesiyle birbirimize vuruşturdu organizatör(?).
İlk defa gördüğüm bu şahısları hafızamda tutmam zor olmadığı için ilk raundu hasarsız olarak atlattım.
Daha sonra altışarlı gruplar vuruşturuldu birbiriyle. Ortalık toz duman birbirine karışmışken önüme çıkan şahsın "Bizden mi?" olup olmadığını düşündüğüm anda sağ kulağımın üstüne nereden geldiğini anlamadığım çok şiddetli bir darbe aldım. Darbenin etkisiyle bozulan dengemi yeniden kazanana kadar beş altı darbenin daha kaportamda patlamasına engel olamadım. :-(

Hiç hoşuma gitmeyen bu ikinci raund bana çok önemli bir ders vermişti;
"KAVGANIN ORTASINDA DÜŞÜNÜLMEZ!."(Torlakon öğretisi)
Onikişerli grupların kapıştırıldığı üçüncü raunda bu öğretinin klavuzluğunda çıkmıştım.
Hem üstelik (Bizden mi - değil mi?) diye kafa yormak da ne demek oluyordu. Bunların hepsi de (Memleketi kurtarmaya çalışan) bizim kızanlardı işte. Hilâl yerine orak, yıldız yerine de çekiçten hoşlandırılıyorlardı sadece.

Tahmin edileceği üzere bu raund oldukça eğlenceli geçmişti. :-)
Hele içlerinde papaz sakallı biri vardı ki, yediği dayakla örgütçü olduğuna da, anasından doğduğuna da pişman olmuştu herhalde...

Konunun özü; maça, iki düdük sesi arasında ne yapacağınıza kesin kararlı olarak çıkmanızdı...
Ve asıl püf noktası da "DÜDÜK"ü kimin çaldığının iyi algılanması gerektiğiydi...
Peki bütün bunları niye anlattım?...
Bölgemiz büyük bir hızla yangın yerine çevrilmeye çalışılıyor.
Siyonist - Evangelist ve Anglikanist çete üçlüsü, ulusal çıkarları(?) doğrultusunda bölgemizi hızla işgal edip yerleşiyorlar.

Ulusal çıkarlar, ulusları insanlıktan çıkarmaktadır. Zaten insan olmayan ulusları ise…

Bunların dost, müttefik ve hatta insan olarak algılanması bile akıllara zarardır. Çünkü, bunların hayatları yalandır...
Türk insanından gerçekleri gizleyerek bunlara yardım ve yatakçılık yapmak demek; Türkiye Cumhuriyeti'nin sonunu getirmek demektir.

Savaşlar, işgaller ve karşılığı olmayan dolar zenginliğinin içinin boşalmasıyla çöküşün eşiğine gelen ABD Ekonomisi, Ortadoğu'nun enerjisine hakim olamadığı takdirde batacağını ve hoyratça tüketmeye alışık bir toplumun birbirine gireceğini çok iyi biliyor.

Sırada İran işgali ve parçalanması var. Bunun için Türkiye'den yardım ve yataklık talep ediliyor.
Hatta bazı düşünce özürlülere, bu parçalanmanın ardından "Büyük Azerbaycan"ın kurulacağını bile söyletiyorlar...
Gerçeklere şöyle bir göz atacak olursak:
Türkiye güçlü olduğu dönemde bile iki helikopter gönderip yardımcı olamadı, Ermeni katliamına uğrayan Azeri kardeşlerine.
Türkiye güçlü olduğu dönemde sahip çıkamadı Ebulfeyz Elçibey'e.
Böylelikle beşte bire indi Bakü-Tiflis-Ceyhan boru hattından Türkiye'nin alacağı pay.
Ülkenin kurum ve kuruluşları alelacele yok pahasına satılmış.
Hal böyleyken bile borç miktarı 350 milyar dolara yükselmiş.
İşsizlik hat safhada ve üstüne üstlük de terör hortlatılmış.
Ülke insanının verecek canından başka bir şeyi kalmamış...
Müttefik ve dostlarımızın(!) organize edip desteklediği bölücü terör yüzünden harcanmış 150 milyar dolar.
Ve hala Türkiye ekonomisini kemirmeye ve ülke insanını canından bezdirmeye devam ediyor.
Elebaşları, devlet elinden maaş alıp, ihale alıp, konser düzenleyip semirmeye devam ederken, her türlü ortamda rest çekmeye devam ederken, Devletin adam yerine koyup şımarttığı Talabani ve Barzani adlı siyasi hahişeler meydan okumaya devam ederken; dağdaki ayaktakımının peşine gönderiliyor yüzbinlerce vatan evladı. Pusuların, mayınların, tuzakların ve kalleşliklerin üstüne sürülüyorlar.

Mehmetçikler çok ucuza kurban verilmeye devam ediliyor.
Gözyaşları akmaya devam ediyor anaların, bacıların, kardaşların, evdeşlerin ve yetimlerin...
Teröre karşı savaş açan(!) ABD hiç dokunmuyor bu müttefikinin(?) başbelasına. Hep savsaklıyor.
Kendisi, uyduruk senaryolarla ülkeleri “cumburlop” işgal edip talan ve yağma ederken,
Türkiye'ye “müzakere” öğütlüyor, "sabır" tavsiye ediyor. Peki bu yirmi iki  yıldır sabır ne zamana kadar?
Çok az kaldı... İran'ı talan ederken de yataklık yap... Ondan sonra sıra sende!...
Sen; Ermeni soykırımı sözünü bu sene de telaffuz etmedi Mr. Pşt diye, züğürt tesellisine sığınmaya devam et.
"Hiç bir zaman unutulmamalı!" demesine de aldırma gitsin. 2015'e çok az kalmış olsa da...
"Büyük Azerbaycan" sözünün ardından "Büyük Ermenistan" peydahlanırsa da hiç şaşırma!
Çünkü, bu alemde aptala acıyan bir tek Osurgan Buyday adlı meczup vardı; öleli otuzdört yıl oldu(1972)!...
Ülke yönetiminde sorumluluğu olanlara acil uyarı!...
Komşularımızla kapıştırılacağız!...
Kavganın ortasında düşünülmez!...
Kavganın sonunda düşünmek de para etmez!...
Önemli olan, kavgaya hiç bir zaman fırsat vermemek!...
Devletimiz, Küresel Haydutların çaldığı düdüklerle oynayan değil;
kendi düdüğüyle, haydut, hırsız ve Allahsızları kaçırtan konumda olmalıdır!...
Madem çoban değildiniz, neden sürünün başına geçtiniz!...
Yönetemeyecekseniz, derhal özür dileyip konumlarınızı terkediniz!...
Ülkeyi, dönüşü olmayan girdaba sürüklemeyiniz!...
Başörtüsü, mirtica, rakı vs. mavralarıyla Ülkeyi kurtarmaya çalışma ayaklarından vazgeçiniz!
Aksi takdirde;
Amazon Ormanlarına da gizlenseniz, ensenizden yakalanıp getirilirsiniz!...
İsraillilerin yapabildiklerini, Türk Kürşad'larının yapamayacağını mı düşünüyorsunuz!...
Ve siz hiç duymadınız mı;
"BİZİM GİBİ MİLLET GÖRÜLMEMİŞTİR!" diye?!!!... 
   27 Nisan 2006
Türk Filozof TORLAKON 

(TORLAKON; "Türk Savunma Sanatı{ÇAKIRPENÇE} ve Hayat Felsefesi, Tabuların Yakıldığı Akıl Ocağı, İnsanlığa ve Gerçeğe Açılan Pencere, Batı Toroslar'dan Yükselen Işık, Gürleyen Ses ve Anadolu Türk Ruhu'nun Yeniden Şahlanışı"dır.)

ERGENEKON VADİSİ’nden sel gibi çıktık!

MALAZGİRT OVASI’ndan kasırga gibi girdik!

TORLAKON YAYLASI’ndan yıldırım gibi gürleriz!!!...

"BEN VE MİLLETİM TANRI'NIN KIRBACIYIZ. TANRI KENDİ YOLUNDAN ÇIKANLARI CEZALANDIRMAK İÇİN BİZİ GÖNDERİR."

( Türk İmparator ATİLLA )

"BU MEMLEKET TARİHTE TÜRK'TÜ, HÂLDE TÜRK'TÜR VE EBEDİYEN TÜRK OLARAK YAŞAYACAKTIR."

"HAYATTA YEGÂNE VARLIĞIM VE SERVETİM, TÜRK OLARAK DOĞMAMDIR."

"NE MUTLU TÜRK'ÜM DİYENE!"

( MUSTAFA KEMAL ATATÜRK )

*** Türkistan'da TONYUKUK, Türkiye'de TORLAKON *** 


  Editör :  TORLAKON

3156 Kişi Tarafından Okundu.

Yazdır Yorum Ekle Tavsiye
 
1 2 3 4 5   Bu Habere Toplam 30 Puan Verildi
 Kaynak :  TÜRK FİLOZOF TORLAKON

 Kategori ¬ TORLAKONDAN

  Yorum ( 0 )   

Kayıtlı Yorum Bulunmuyor.

 

 Bu Kateoriye Ait Diğer Başlıklar

 
 
 

 Duyuru
  DEĞERLİ CANLAR MERHABA Torlakon ocağı, Türk Milletinin ve insanlığın bekâsı için tütmektedir. Nefesi olmak istiyorum, kâlbi vatan için atanın; sesi olmak istiyorum, toprakta kefensiz yatanın(TORLAKON)  

 
Henüz Haberlere Puan Verilmemiş..
 
Bugün için Haber Eklenmedi.
Bu Hafta içinde Haber Eklenmedi.
Bu Ay içinde Haber Eklenmedi.
 
 Takvim
 
 Ziyaretçi İstatistikleri
   
 Online : 5
 Bugün : 366
 Dün : 171
 Toplam : 1127783
 Ip No : 18.116.86.160
     
 
 Vatan Size Minnettar
 

 
 Son Haberler

Son 30 Gün içinde Haber Eklenmedi
 
 Popüler Haberler

Son 30 Gün içinde Haber Eklenmedi.
 
 Döviz Bilgileri

  Döviz Alış Satış
  Dolar 34.4642 34.5263
  Euro 22.2460 22.3933
 
 Hava Durumu



 
 Reklam



 

 



 
 

   © Copyright - 2008- TÜRK FİLOZOF TORLAKON - Tüm Hakları Saklıdır. 

TÜRK FİLOZOF TORLAKON

 Çilem.Net altyapısını kullanmaktadır.