Türk yurdunda polis olsaydım,
Milletime hizmet etmekten gurur duyardım.
ABD Konsolosluğunu koruma görevi verselerdi,
talihimden ve insanlığımdan utanç duyardım.
Nöbette durduğum her dakika, gram gram erir,
vicdanımın baskısı altında kahrolur yanardım…
Bir saldırı durumunda,
kurşun geçirmez kulübemde kalsaydım,
hayatta kalacağımdan emin olurdum.
Sorumluluğumda olan sivil canları korumak için kalkan olamazsam,
vazifeyi ihmal ettiğim inancıyla kendimi,
Vatana ihanetle suçlu bulurdum.
Bu nasıl zulüm Allah'ım!
Bir yanda insanlığı, Türk'ün kale gibi yüreğinde savunmak,
Öte yanda, insanlık düşmanı küresel haydutun
kale gibi korunan karargahının kapısında,
korunmasızca nöbet tutmak…
Elbette belli;
er geç mazlumun hışmına uğrayacağı zalimin.
Vatana hizmet için can atıyorken,
burada mı olmalıydım ben?
Bu mel'un yerin kapısında mı can vermeliydim?
Ah ben!
Kim miyim ben?
Ne önemi var adımın ne olduğunun?
Bir garip Mehmet işte.
Dedesi Kore'de Coni'ye kalkan olmak için can veren Mehmet'in torunu,
Bir garip Mehmet.
Mehmet Önder SAÇMALIOĞLU
Henüz 21 yaşında. 15 günlük taze polisim.
Adana'nın Bahçe ilçesinden.
Annem Zeynep ağıtlar yakıp, sinir krizleri geçirecek;
"Polis olduğuna ne çok sevinmiştim yavrum!
Anadolu'nun garip analarına haram mı sevinmek?" diye soracak…
Nedim ÇALIK
İki yıllık polisim ben de. Yaşım 25.
Rize'nin Çaykent beldesinden.
Geçen yıl babamı kaybeden garip anam,
kara haberimi alınca gözyaşlarına boğulacak.
Başsağlığına giden amirlerimin;
"Biz de senin evladınız Şefaat ana!" diye elini öpmelerinden,
teselli bulmaya çalışacak…
Erdal ÖZTAŞ
En yaşlısı benim, şehidlerin.
Yaşım 28.
Çorum'un Ortaköy ilçesinin Karahacip beldesinden.
Daha 16 ay oldu polis olalı.
Evleneli 8 ay.
Baba olacaktım bir ay sonra.
Adını bile koyduğum yavrum bensiz doğacak.
Bir yetim Gül olarak, Dünya'ya gelmeden solacak.
Adı Gül olsa da, gülmeye hasret kalacak.
Gözü yaşlı çilekeş annesine ikide bir;
"Babam şimdi Cennet'te değil mi anne?
N'olur elimden tut da beni oraya götür anne!
Çok özledim babamı görmeyi, niçin gitmiyoruz?
Cennet buraya çok mu uzak anne?" diye sızlanıp duracak…
. . .
Peki neden çekiliyor bu ızdıraplar?
Daha nereye kadar düşecek yüreklere kor?
Analar daha ne kadar devam edecek gözyaşı dökmeye?
Albayrağa sarılı tabutların ardından daha ne kadar feryat edilecek?
Bu milletin yüzü ne zaman gülecek?...
Demiş ki küresel haydut ABD'nin sözcüsü;
"Türk polisinin cesaretini takdirle karşılıyoruz.
Gösterdikleri fedakarlıktan dolayı şükran duyuyoruz.
Teröre karşı mücadelemizi omuz omuza sürdüreceğiz."
Sen kendi ürettiğin teröristlerle kendin uğraş ABD!
Bizi de suçuna ortak etme!
Ezdiğin mazlumlara bizi de düşman belletme!
Terörün hedefinde zaten bizim polislerimiz vardı, senin değil!
Kandırılmış fıkara çocukları üstümüze saldırtan da sensin, başkası değil!
Haydi haydut! Haydi başka kapıya!
Biz olamayız öyle küresel zorbalarla omuz omuza!
Yalancısın! Sahtekarsın! Çok yüzlüsün! Alçaksın! İnsanlık düşmanısın!
Ulusal çıkarların, insanlıktan çoktan çıkarmış seni!
Vietnam, Afganistan ve Irak'ta yok edilen insanlık,
Senin vahşetinin eseri!
Bizim ülkemizi de oralara benzetme derdindesin, biliyoruz!
Senin de bir an önce belanı bulmanı Tanrı'dan diliyoruz!
Çek elini mazlumların ensesinden, biraz insan ol!
Ya da derhal def ol git, kendi çöplüğünde boğul!
Ben de TERÖRİST OLMAK İSTEMİYORUM!...
Türk Filozof TORLAKON
"İnsan; cana yapılan haksızlığı, kendine yapılmış gibi tepki veren canlıdır." (Torlakon öğretisi)